Çarşamba, Nisa 09, 2025

Son Yazılar
>> İngiltere'nin DNA'sı değişecek  >> Üstün Yetenekle Başa Çıkmak  >> Gerçeklerle Yüzleşmek  >> Maslow Amca ve Futbol Bağlamı  >> Beşiktaş Gururlu Fenerbahçe Mutlu  >> BİR IVERSON VAR BENDEN İÇERÜ…    

7 Mart 2014 Cuma

“Ayrton Senna: Rain Master”

Ayrton Senna denilince herkesin aklında birçok farklı imge oluşur. Kimilerine hızı hatırlatır, kimilerine tutkuyu, mücadeleyi, tehlikeyi, spor aşkını hatırlatır. Kimileri için kahramandır, kimileri için bir idoldür, kimileri için bir efsanedir. Aslında o ardı arkası gelmeyen bir sürü sıfatlar topluluğun vücut bulmuş halidir. Herkesin kafasında canlalanan imgenin ayrı bir gerçeklik ve haklılık payı var. Bu sıfatların hepsini sonuna kadar hak eden, ölümü bize bir Formula 1 şampiyonundan çok daha fazlasını kaybettiğimizi göstermiştir. Bunları onu hiç izleyemeyen, aramızdan ayrıldığında hala emekleyen insanlar söylürsa bize Formula 1’i sevdirmekten öteye birçok şey başardığının kanıtıdır. Kaza yaptığında onun varlığından bi’haber olup sonradan onu tanıyan biri olarak, ona hayran olmamı sağlayan güzide bir insan ve Formula 1 pilotudur. Bu spora gönül vermiş, sevmiş ve kendini adamış biriydi. Sadece yarışlarından ve demeçlerinden anlaşılabilir. Bunun yanında insani görevlere sarf ettiği çaba da takdir edilesidir. Zor dönemde Brezilya halkı için umut kaynağı olmuştur ve bununla sınırlı kalmayıp insani yardım için organizasyonlara katkıda bulunmuştur. Kız kardeşinin kurduğu ve en büyük rakibi Alain Prost’un da yöneticilerinden olduğu, kendi adını taşıyan vakıf ile bugün milyonlarca çocuğun eğitimine katkıda bulunmuştur ve bulunmaktadır. Ne yazık ki Cuma günkü antrenman turlarında vatandaşı Rubens Barrichello yüzünde morluklara sebep olan kazası ve önceki gün sıralamada turlarında hayatını kaybeden Roland Ratzenberger’a rağmen aynı pistte ertesi gün hayatını kaybetmesine engel olmadı. Ondan sonra geliştirilen güvenlik önlemleri sayesinde pistte hayatını kaybeden olmadı umarız olmaz da.

Senna motor sporlarına aşkı küçük yaşta başlamıştı. Annesini onun için “Kartinge daha çok vakit ayırmak için okulda derslerini dikkatlice dinlerdi ki evde bir daha vakit kaybetmesin diye” anlatıyor. Ailesinin maddi durumu da elvermesi sayesinde onu destekleyip bu büyük yeteneği dünyaya kazandırmışlardı. Kariyerine diğer pilotlar gibi kartingle başlayan Senna1977 yılında kazandığı Güney Amerika Karting Şampiyonasını takiben 1978 yılında Avrupaya geldi ve burada yarışmaya başladı. Burada takım arkadaşı Fullerton ile yarışmalarını daha sonra anlatacağı gibi en zevk aldığı ve en fazla sevdiği mücadele olduğunu açıklıyor. Burada herhangi bir politika veya para ödülü yoktu yarışlarda ve bu işi zevkle ve tutkuyla yapan pilotların yeriydi. Daha sonra Formula 1’in alt kademeleri olarak tanımlanabilecek çeşitli şampiyonalarda yarıştı ta ki 1984’te Toleman ile Formula 1’e ayak atıncaya kadar.

 Toleman ile 6 yarışı tamamlayıp bunların üçünde podyuma çıktı. En iyi derecesi haksız şekilde aşırı yağmurdan dolayı sonlandırılan Monako GP’si idi. Yarışa 13. sıradan tırmanıp ikinci sıraya kadar yükselmişken Prost’un işareti üzerine aşırı yağmur gerekçesiyle yarış sonlandırılmış ve Senna ikinci olmasına rağmen büyük bir sevinç gösterisi sergilemişti. Burada sadece diğer pilotlarla ve takımlarla değil aynı zamanda politika ve para ile yarıştığı intibası oluşmuştu kendisinde ve çoğu çevrede. O dönemki FIA yapısı ve Prost’un FIA ile ilişkisine bakınca haklılık payı çok yüksekti. “Rain master” lakabını buradaki perfomansıyla ipuçlarını verdiği ve sonradan kanıtladığı yağmurlu yarışlardaki üstün performansı sayesinde almıştı zira çok az pilot yağmurlu havalarda bu kadar iyi sürüş performansı gösterebilmektedir. Bunu 1988 Japonya GP’sinde kötü çıkışa rağmen yağmurla beraber Şampiyonluğu kazandığında kanıtlamıştı. Toleman Senna için yeterli değildi, her ne kadar yetenekli olsa da daha iyi bir araca ihtiyacı vardı şampiyon olmak ve podyumda kalıcı olmak için. Bunun için Lotus’a gitti ve buradaki ikinci yarışından birincilikle, 1985 Portekiz GP, ayrıldı. Sezon içinde ve sonraki üç sezon yarışlar kazanıp podyumda kalıcı yer edinmesine rağmen bir türlü hayalini gerçekleştirememişti; Şampiyonluk. ’85 ve ‘86 sezonlarını dördüncülük ve ’87 sezonunu üçüncülük ile bitirdi. Bunu takip eden sezonda en büyük rakibiyle takım arkadaşı olmuş ve kazadan önceki 6 sezon yarışacağı McLaren’e geçmişti.

McLaren’deki ilk sezonunda Prost’u geçip şampiyon olmuştu. Bunu başarması kolay olmadı tabii ki, önce sezonun üçüncü yarışı Monako’da arayı açmışken yaptığı kaza onun sonraki yarışlarda bambaşka bir atmosferde sürmesine neden oldu ve 7 yarıştan galibiyetle ayrıldı. Sonrasında bu glaibiyetlerden sonuncusu ve Japonya GP’sinde pole pozisyonuna rağmen kötü çıkış yapmış ve 16. sıraya gerilemişti. Fakat şampiyonluk hayalinden vazgeçmedi ve en ’91 Brezilya yarışı ile beraber en efsanevi yarışlarından birini çıkartıp hem yarışı hem de şampiyonayı kazandı. Fakat sonraki sezon takım içinde “takım havası” yoktu. Formula 1’e altın çağlarından birini yaşatan iki pilot aynı takım içinde rakip olmuştu birbirine fakat üretken bir yönde olduğu kadar takıma ve birbirlerine zarar verecek düzeye de ulaşmıştı. Takım içindeki yüksek tansiyon birçok farklı söylemin ve dedikodunun oluşumuna sebep oldu ve nihayet yine önceki sene olduğu gibi ’89 Japonya GP’sinde amiyane tabiriyle “patladı” herşey. 53 turluk yarışın 46. turunda Casio Şikanı’ında Senna, Prost’a içerden atak yapıp avantajı eline geçirmek üzereyken çarpıştılar. Ikisi de pist dışına çıktı fakat Senna yarışı bırakmayıp piste döndü ve ilginç bir şekilde Nannini’yi geçip damalı bayrağı en önde görmüştü. Fakat Prost’un piste dönüş şeklini yönetmeliğe aykırı olduğunu söyleyip şikayeti ve sonrasında yaşananlar sonucunda Senna diskalifiye edilip Şampiyonluk ve galibiyetinin yanı sıra yarış lisansı da 6 aylığına dondurulmuştu. O dönem McLaren’in başında olan Ron Dennis Senna’ya sahip çıkmış ve Prost Ferrari’nin yolunu tutmuştu.

Sonraki sene şampiyon yine Japonya’da belli olacaktı fakat bu sefer avantajlı olan Senna idi ve önceki seneyi takiben yaşanan hararetli tartışmalar ve buna pol pozisyonunun hangi tarafta olacağı tartışmaları sonucunda yarış başlamıştı. Pol pozisyonda başlayan Senna liderliği Prost!a kaptırsa da hemen atağa kalktı ve daha ilk viraja girmen ikili çarpışıp yarış dışı kalmış ve Senna şampiyon olmuştu. ’91 sezonunda Senna şampiyonluğun kazanmasının yanı sıra en çok kazanmak istediği yarışlardan olan Brezilya GP’sini kazanmayı başardı fakat hiç de kolay olmamıştı. Lider gittiği yarışta son 7 turda şanzıman bozulmuş ve aracı altıncı vitesin üstüne çıkmıyordu fakat gösterdiği olağanüstü fiziksel çaba sonunda yarışı kazanmayı başardı. Gösterdiği fiziksel çaba onu bitkin düşürmüş, araçtan ancak sağlık ekiplerinin yardımı ile çıkmıştı ve kollarını kaldıramıyordu omuzlarını çok zorladığı için. Ama çabalarının karşılığını almış ve sezon sonunda şampiyonluk ipini göğüslemişti.

Senna o dönemde, özellikle ’89 sezonunda, FIA başkanı Balestre ile çok ters düşmeye başlamıştı ve Balestre ile Prost’un yakın olmaları sebebiyle sürekli Prost’u kolladığını düşünmüş ve haksız da sayılmazdı. Hatta Formula 1’I bırakmayı bile düşünmüş fakat Dennis tarafından desteklenmiş ve böyle bir karar almasına mani olmuştu. Sonrasında Prost ile ilişkileri düzelmiş hatta dostane bir hal bile almıştı. Imola’da Prost’un odasına not bırakıp onu özlediğini bile belirtmişti Prost belgeselinde.

Sonraki iki sezon William’ın teknik gelişmelerine kafa tutamadığı için şampiyonluk unvanını koruyamadı ve bunun sonucunda ’93 sezonunun sonunda Williams’a geçti. Fakat FIA ’94 sezonu için birçok teknolojik ekipmana kısıtlama getirmişti buna anti patinaj sistemi de dahildi. Bu kısıtlamalar sonucunda Williams araçlarında denge problemi baş gösterdi ve Senna iki yarışı da aracın kayması sonucu tamamlayamamıştı. Sezonun üçüncü yarışında Imola’daki San Marino GP’sinde pole pozisyonunu kazanmayı başarmış ve yarışa Schumacher’in önünde başlamıştı. Fakat 6. turda hiç de keskin olmayan Tamburello virajında yaptığı kaza sonucunda hayatını kaybetti. Kazanın sebebi aracın mekanik problemlerinden kaynaklandığı dile getirildi özellikle Prost ve Dennis de bunu belirttiler. Kazaya kırılan direksiyon milinin sebep verdiği tahmin edilmekteydi ve bunun sonucunda kaskına çarpan süspansiyon milinin yarattığı travma sonucunda hayatını kaybetti. Doktoru onu kaza yerinde arabadan çıkarıp ilk müdahaleyi yaparken hayatını kaybettiğini belirtmişti.

 Senna’yı kaybedişimizin 20. yılına girerken herkes, en büyük rakipleri bile, onu ve  yaptıklarını takdir etmekten ve ona hayran olmaktan geri kalmadılar. Formula 1’e altın çağlarından birini yaşatan ve onu milyonlarca insana sevdiren ve herşeyden önemlisi ona tutkuyla bağlanan ve seven ve bu işi severek yapan biriydi.




Kahraman CİNDİ
İTÜ Petrol ve Doğal Gaz Mühendisliği
kahramancindi@outlook.com
Twitter : @kahramancindi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Murat Çolakoğlu Seo Blogger Templates