Perşembe, Haziran 19, 2025

Son Yazılar
>> İngiltere'nin DNA'sı değişecek  >> Üstün Yetenekle Başa Çıkmak  >> Gerçeklerle Yüzleşmek  >> Maslow Amca ve Futbol Bağlamı  >> Beşiktaş Gururlu Fenerbahçe Mutlu  >> BİR IVERSON VAR BENDEN İÇERÜ…    

23 Eylül 2014 Salı

Daha Otuzbir Hafta Var...



Ligimizin ilk üç haftası tamamlandı. Sorun daha otuzbir hafta olması. Bu futbolcularla, bu yönetimlerle, bu hocalarla hepsinden öte bu mantıkla nereye kadar devam edebiliriz sorusu yine gün yüzüne çıktı. Daha ortada çekişme bile yokken, ligde kazanılan ya da kaybedilen hiçbir şey yokken sert açıklamalar maç sonraları akmaya başladı.

Hep mi hakem engeli!

Özellikle kulüp yöneticilerinden ve futbolculardan duymaya alışık olduğumuz standart maç sonu demeci vardır: Hakem çok kötüydü, kararları ile bizi resmen doğradı.
Pep Guardiola bundan birkaç sene önce hatalı hakem kararlarının olduğu bir maçtan sonra biz büyük takımız; varsayalım ki hakem ofsayttan 3 gol verdi o zaman tek yapmamız gereken 4 gol atmak demişti. Ya da yanlış kararla 2 oyuncumuzu birden attı ama biz yine de dokuz kişi ile direnip maçı kazanmalıyız demişti. Tamam bu bizim için ütopya olur ama hakem hatalarının tüm dünyada olduğu gerçeği ortadayken bu kadar ağlanmak doğru mu?
Oyuncular maçtan sonra veryansın ederler böyle hakem olmaz, o penaltı çalınmaz, hakemliği bıraksın diye. Fakat ben hiç duymadım hatalı gol sonrası futbolu bırakmalıyım diyen kaleci ya da gereksiz yere atılan oyuncudan ben bu işi beceremiyorum öz eleştirisi.

Adalet mi istiyoruz torpil mi?

Herkesin ağzına sakız gibi dolanmış standart beyanat vardır. Biz adalet istiyoruz! Hadi oradan ya. Besbelli torpil senin istediğin. Bak bu maç benim aleyhime hatalı kararlar verdin. Önümüzdeki hafta adaleti yanlış kararlarla sağla isteği bu düpedüz. Bunun devam ettiği yerde hakemden performans beklemek de saçma oluyor tabii. Baskı altında çıkılan maçlarda hatalı kararlar gelmeye devam ediyor ve kaza zincirleme kazaya dönüşüyor.
Olaylar aslında çok benzer birbirine. Bir hafta o büyük takımın yararına çalınan düdük diğer hafta ağlayan diğer bebeğe çalınıyor ve o takımda hakem hatalarından nasiplenmiş oluyor. Bağırmak da bu işin modası çünkü ağlamayan bebeğe bizim ülkemizde emzik verilmiyor...

Seba sezonu…

Süleyman Seba olarak adlandırdığımız sezonun ağırlığını hissetmemiz gerekli sanırım. Bu büyük isme yakışır davranmak çok zor olmamalı. En azından dik duruş sergileyebilmeliyiz. Eğriye eğri, doğru ya doğru demeli, takım ayırt etmemeliyiz. Bu yüzden Fikret Orman başkanlığında Beşiktaş’ı ayrı tuttuğumu çok net bir şekilde açıklamak istiyorum. Geçen sene Fenerbahçe, şampiyonluk maçına çıkacağı Saraçoğlu’ndaki maç öncesi ihtimali varsa seyircisiz oynama cezasını kaldırın açıklaması benim için çok ayrı yerdedir. Taraftar eleştirilerine rağmen doğru olanı yapıp dediklerinin arkasında durmaları çok büyük bir takdiri hak etmiştir.
Kulaklarımızın belki hiç duymayacağı ama olması gerekenler vardır. Bu hafta sonunda Gökhan Gönül’e çalınan penaltıda müdahale vardı ama penaltı olması ağır bir karar oldu. Hakemi yanıltmış isem özür dilerim demesi güzel olurdu. Ya da Onur Kıvrak’ın maç sonrası “Trabzon bu ülkeye bağlı değil mi” odağında giden açıklaması yerine hakem çok kötüydü düzgün bir hakem olsa ben kaleden koşarak geldiğimde sarı kartı hak ettim, sitem niteliğindeki degajım da ikinci sarı nedenidir beni oyundan atması gerekirdi demesi gerekmez miydi? Belki de o zaman sosyal mecralarda Gaziantep’ten çok Gaziantepli olan Galatasaraylılar Gökhan’a ağza alınmayacak laflar etmezdi. Ya da Trabzon’un beraberliğine Fenerbahçeliler oh oldu demezdi.

Ağlanmasından bıktım!

Kendi işimize bakmamın zamanı gelmedi mi? Tıpkı Felipe Melo’nun Eskişehir maçından önceki röportajında hala Süper Kupa ile ilgili soru sorulmasına yeter artık demesi gibi mesela.


Tüm başarısızlıklara takım dışı kulp bulmaya çalışmak bayağı oldu artık. O kadar dillendirildi ki istedikleri kadar mecbur kalıyoruz bu açıklamaları yapmaya densin. Biraz vicdanı ve aklı olan seyirci olayların saçmalığını görüyor artık. O yüzden ağlanmanın modası fanatikler harici çoktan geçti. Olaylar tiksindirici bir hal almaya başladı. Eskiden zevkle izlediğim maçların artık haberlerini bile takip etmez oldum. Ağla ağla ağla artık çok sıktı. Bi’ oynayın siz topunuzu, gerisini adaletli yüreklere bırakın. Hakkınız gerçekte olmasa da yüreklerde verilir. Bir Trabzonluyu Fenerlinin alkışlaması ya da Fenerliyi Galatasaraylının alkışlaması en değerli kupadan bile önde gelmeli.




Ahmet Erdoğan
Kocaeli Üniversitesi Metalurji Malzeme Müh.
amet-erdgn@hotmail.com

Twitter : @ameterdgn

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Murat Çolakoğlu Seo Blogger Templates