Salı, Temmuz 08, 2025

Son Yazılar
>> İngiltere'nin DNA'sı değişecek  >> Üstün Yetenekle Başa Çıkmak  >> Gerçeklerle Yüzleşmek  >> Maslow Amca ve Futbol Bağlamı  >> Beşiktaş Gururlu Fenerbahçe Mutlu  >> BİR IVERSON VAR BENDEN İÇERÜ…    

18 Ağustos 2014 Pazartesi

BİR YIL DAHA GEÇTİ


            NBA'de draft ve serbest oyuncu sezonunun açılması yeni sezonun gayri resmi başlangıcıdır. Sezon gayri resmi olarak başladı hatta geçtiğimiz hafta fikstür bile belirlendi. Dünya Şampiyonası’na sayılı günler kalınca NBA gündemimizden biraz düştü. Neyse, koçlar kafalarında rotasyonları belirlemeye çalışırken biz geçtiğimiz sezonu kısaca hatırlayalım.

Güneş Doğudan Doğmuyor Muydu?

            2014 Draft’ı uzun zamandır büyük heyecanla bekleniyordu. Böylesine bir draft sınıfı da amiyane tabirle drafta yatan pek çok takım anlamına geliyordu. Ancak doğudaki takımların bu kadar kötü oluşunu bununla açıklamak mümkün değil. Doğu konferansından bir takımla batıdan bir takımın karşı karşıya geldiği maçlarda batı yakası temsilcileri 284 galibiyet alırken doğu yakası yalnızca 166 galibiyet alabildi. İşin doğua çısından daha da üzücü olan kısmıysa sezonun en iyi 10 derecesine sahip takımlarından 8 tanesinin batıdan oluşu. Kısacası bu sezon NBA’de güneş batıdan doğdu, batıdan battı.

Sevinmek İçin Sevmedik Biz Seni!


           NBA tarihinin iki ağır topu Lakers ve Celtics’i bilmeyen yoktur.İki takımın toplamda 33 şampiyonluğu bulunuyor ve NBA Finalleri tam 12[1]kez bu iki takım arasında oynandı.Şüphesiz ki basketbol tarihinin en başarılı iki ‘franchise’ı olan bu ikil iarasında muazzam da bir rekabet var. Bu sezonsa birbirleriyle şampiyonluk için değil draftta daha yukarıdan bir seçim hakkı kazanmak için yarıştılar.Sonuçta Celtics 6, Lakers 7’den seçim yaptı. Ancak taraftarları takımlarını bu kötü sezonda da yalnız bırakmadı. Lakers kendi evinde %98,8’lik, Celtics’se %97,2’lik doluluk oranı yakaladı ve bize neden bukadar özel olduklarını gösterdiler.

YılınTakımı: Phoenix Suns (?)(!)



           NBA’de böyle bir ödül verilmiyor… Şampiyon Spurs oldu…İyi de bunlar playoff bile yapamadı ki…
           Sezon başında herkes Suns’ın sezonu son sıralarda bitirmesini bekliyordu. Hatta bir an yanlış mı hatırlıyorum diye sezon açılışındaki güç sıralamalarına[2]göz attım; 30’da 76ers, 29’da Suns yazıyor. Ancak ilk hava atışından itibaren Suns basketbol severleri heyecalandırmayı başardı. İlk 7 maçında 5 galibiyet almış, yalnızca Oklahoma City ve San Antonio deplasmanlarında mağlup olmuşlardı. Bir önceki sezon Clippers’ta Chris Paul’un arkasında hapsolan, parkeye her adım attığında da enerji patlaması yaşayan Bledsoe sonunda kırklı dakikaları görüyor, Havlicek’in yüksek tempolu oyun sistemiyle devleşiyordu. Sezon sonunda En Çok Gelişme Gösteren Oyuncu ödülüyle onore edilen Goran Dragic’se ödülü sonuna kadar hak eden bir oyun oynuyordu. Tüm parçalar işin içinde olduğunda bir NBA takımının keyif vermemesi imkansız, en azından ben öyle bir takım hatırlamıyorum. Phoenix de tam olarak bunu yapıyordu. Takım halinde müthiş bir enerjiyle oynuyor, hücumda da savunmada da iyi işler yapıyorlardı. Ancak kadrodaki yetenek kısıtlıydı ve rüya gibi bir sezon başlangıcı yapan Bledsoe sakatlıklarla boğuştuğu sezonda 39 maç kaçırıyordu. Bledsoe’nun yokluğunda Gerald Green ve Dragic oyunlarını bir üst seviyeye çıkartsalar da Phoenix için sezon erken bitti. Playoff’u bir galibiyetle kaçıran Suns sezonu en iyi 13. dereceyle tamamladı. Böyle bir takıma sadece Dragic’in bireysel ödülü az bence.

You’ve ‘NOT’ Been – Thunderstruck



“I’m tired of being second... I’m done with it.”

           Bu sözler, başlık gibi, bir şarkıdan değil; geçtiğimiz yılın nisan ayında Sport Illustrated dergisine beşinci kez kapak olan Durant’in röportajından alıntı. Geçtiğimiz sezon playofflarda Westbrook’un talihsiz sakatlığının ardından Houston’ı geçse de Memphis’e takılan ve final göremeyen Thunder bu sezona ‘artık alalım şu yüzüğü’ diyerek başlıyordu. Westbrook sakatlıktan büyük kararlılıkla dönecek, ikinci olmakla işi bitmiş olan Durant her zamanki gibi ‘yardıracak’, Westbrook yokken parlayan Jackson yedekten Harden-ımsı bir etki yaratacakt ıve Thunder son yıllard akovaladığı şampiyonluğu kazanacaktı. Bu beklentilerden yalnızca Durant’in yardırma kısmı tam olarak gerçekleşti. Westbrook tekrar sakatlandı. Jackson ise ‘bir Harden değil’di. Zaten işin Jackson kısmı pek gerçekçi bir beklenti dedeğildi. Durant’se ciddi ciddi yardırıyordu. Sezonu 32 sayı 7.7 ribaundve 5.5 asist ortalamalarıyla tamamladı. Durant’in rüya sezonunu anlatmak için bu sayılar bile yetersiz kalıyor. Durant 41 maç üst üste 25 ve üzerinde sayı atıp Michael Jordan’ın rekorunu kırdı, Westbrook’un olmadığı ocak ve şubat aylarında olağanüstü bir basketbol oynadı. Sezon bittiğindeyse Durant beklenildiği gibi MVP oldu. Her şeyiyle hak ettiği ödülü alırkenki konuşmasıyla[3] da “Bazen iyiler de kazanır.” dedirtti. Ben demiyorum, Kaan Kural diyor.[4]

          Durant için buradan sonrası çok da iyi geçmedi ve yine final göremeden tatile çıktı. O yine bildiğimiz Durant’ti ama OKC’nin belli başlı sorunları onları yine yüzüksüz bıraktı. Üzülme güzel çocuk, bir gün senin de yüzüğün olacak…



BasketbolGüzelOyun


           20 Haziran 2013 gecesi Miami Heat üst üste ikinci şampiyonluğunu büyük bir coşkuyla kutluyor; Heat’in soyunma odasından sevinç çığlıkları, kahkahalar duyuluyordu. 3-2 geriye düştükleri seriye Ray Allen’ın tarihe geçecek üçlüğü[5]ile tutunup 7. maçta LeBron’un 37 sayı 12 ribaundu ile şampiyon olmuşlardı. Miami’de bir diğer soyunma odasındaysa hüzün hakimdi. 1997’de Tim Duncan’ın draft edilmesi ile başlayan, 2000’lerin başında Ginobili ve  Parker’ın eklenmesiyle şekillenen bir takım, şampiyonluğu ellerinden kaçırmış olmanın üzüntüsünü yaşıyordu.

           San Antonio Spurs 96-97 sezonuna sakatlığı sebebiyle süperstarı David Robinson’sız başlıyordu. ‘The Admiral’ aralıkta sakatlıktan kurtulsa da altı maç sonra bacağını kırarak takımını tekrar yalnız bırakıyordu. Bu süreçten sonrasıysa Spurs için kabus gibi geçiyor, sezonu en kötü üçüncü dereceyle tamamlıyorlardı. Ama draft lotaryasında şans yüzlerine gülmüş, birinci sıradan seçme hakkı kazanmışlardı. İşte bu noktadan sonraki her şey Spurs için bambaşka oldu. Spurs 1. sıradan Tim Duncan’ı seçti, takımın başına Gregg Popovich’i getirdi. Duncan ikinci sezonunda takımının şampiyonluğuna büyük katkı sağlıyor ve Finaller MVP’si oluyordu. Şampiyonluğun ardından David Robinson’ın daha önce açıkladığı gibi basketbolu bırakmasıyla takım Duncan’ın takımı oluyordu. Shaq’lı Kobe’li Lakers’ı üç yıl bekledikten sonra 2003’te tekrar şampiyon olan Spurs’te MVP yine Duncan’dı. 2005’te üçüncü şampiyonluk gelirken MVP değişmemişti. 2007’de LeBron’lu Cleveland’ı süpüren Spurs’te MVP bu kez Tony Parker seçildi. 6 yıl sonra Spurs tekrar finaldeydi. Parker 31, Ginobili 36, Duncan 37yaşındaydı ve büyük ihtimalle şampiyonluk için son şansları olacaktı. Kalp kırıcı bir şekilde Miami’ye mağlup olan Spurs oyuncuları ve koç Popovich o gün intikam yemini ettiler.

          Tam bir yıl sonra, iyice yaşlanan Spurs üçleme yapmak isteyen Miami karşısındaydı. Bir yıldır sabırsızlıkla bekledikleri fırsatı yakalamışlardı. Popovich bir röportajında “6. maçı her gün düşünüyorum. İstisnasız her gün.” diyordu. Spurs için intikam alma zamanı gelmişti. İlk maçtaLeBron’un ‘kramp’ı gündem olurken Spurs 15 sayı farkla kazandı. İkinci maçta LeBron dümene geçti ve AT&T Center’ı sessizliğe gömdü. Ne olduysa bundan sonra oldu.Üçüncü maça muazzam başlayan Spurs ilk yarıda %75.8 şutisabetiyle 71 sayı bularak maçı erkenden bitirdi. 4. maçta da harikulade oynayan Spurs,seriyi 3-1’e getiriyor ve 5. maçi çin San Antonio’ya uçuyordu. Spurs, 5. maçta seyircisi önünde şampiyon oldu. Sonradan açılan Kawhi Leonard MVP seçildi. Spurs 2013’ün intikamını almıştı ve bunu harika bir basketbolla[6]yapmıştı. İzleyeni hayran bırakan, büyük zevk veren basketboluyla. 3 büyük yıldızı iyice yaşlanmıştı ama Koç Pop kadroda kim varsa hepsinden verim almayı başardı. Takım olmanın ne demek olduğunu gösterdi bizlere. Pop maçtan sonra soyunma odasında da “Hepimiz bunun bir parçası olduk, bunu hepimiz biliyoruz. Daha önce hiç bir takımla bu kadar gurur duymamıştım.” dedi ve gözlerimizi doldurdu[7]

Ekstra:Koç Pop’un Craig Sager’ın hastalanışının ardından Sager Jr.’a verdiğiröportaj da sezondan arda kalan en güzel şeylerden http://www.youtube.com/watch?v=Z_xMvztr-Wo


1. Tümkarşılaşmalarda 197-157 Celtics üstünlüğü var. Finallerde de 12 eşleşmede Celtics 9, Lakers 3 kezsevindi.
3. Tamamı içinburadanhttp://www.youtube.com/watch?v=kxVAOoQeNJ8benim o kadarvaktimyok, özetgeçdiyenlerburadanhttp://espn.go.com/video/clip?id=10893208


Batuhan Pekşen
İTÜ Elektrik Müh.
batuhan.peksen@gmail.com
@batuhanpeksen


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Murat Çolakoğlu Seo Blogger Templates