Yazıma bir
eleştiri, bir serzenişle başlamak istiyorum. Trabzon kenti Türkiye sınırları
içerisinde bulunan bir kent olmakla beraber, Trabzonspor ise Türkiye’ye ait
olan ve gerektiğinde uluslararası arenada Türkiye’yi temsil eden bir kulüptür.
Fakat gelip görelim ki bunu biz Trabzon’lular bir türlü hissedemiyor, hep
kendimizi bu ülkenin zencileri olarak görüyoruz. Rakip Metalist Kharkiv, her ne
kadar eski gücünde olmasa da sonuçta kurada 1. Torbadan çıkmış bir takım.
Trabzonspor ise bir yapılanmaya gitmiş, yeni oyunculardan tut yeni personele,
yeni teknik direktöre kadar haber yapılabilecek her şeye sahip. Maç oynanıyor
90+4 golüyle bu ülkenin takımı Trabzonspor tüm izleyenleri sevince boğuyor. O
heyecanla hemen televizyonu geziniyorsun, internet sitelerine bakınıyorsun ya
reklam var ya akşam oynanan Beşiktaş maçının tekrarı, röportajları ya da
tartışmalı pozisyonları var. Bu Trabzonspor ne yaptı size be kardeşim?
Özellikle son 2 sezonda çıktığı 17 Avrupa maçında 12 galibiyet alarak tek
başına ülke puanını ayakta tutmaktan başka ne yaptı? Daha ne kadar 3 maymunu
oynayacaksınız? Çok eleştiri yaparız biz, çok kızar çabuk sinirleniriz. Fakat
şöyle geriye dönüp yazdıklarıma bir bakıyorum sanırsam tüm yazdıklarımda sonuna
kadar haklıyım. Sizin tavrınız hiç değişmesin, bu Trabzonspor ne kadar göz ardı
edilmeye çalışılsa da aslanlar gibi mücadelesine devam edip, hakkının binlerce
kez ezildiği göz göre göre dalga geçildiği ülkesi için savaşmaya devam
edecektir.
Biz en iyisi maça dönelim yoksa bu konu uzar gider. Maça Trabzonspor kontrollü
başlasa da Metalist biraz daha tehlikeli gelen taraftı. Yine de çok çok önemli
pozisyonlar vermedi Trabzonspor. İlk maçlara göre daha çok pas yapan bir takım
görüntüsü çizdi. Özellikle Medjani diğer maçlara göre daha çok sorumluluk
alarak iyi pas trafiğinde bulundu. Salih Dursun da gayet iyi bir maç çıkararak
elinden geldiğince oyun kurmaya çalıştı, defansif anlamda ise mükemmele yakın
işler çıkardığını söyleyebiliriz. 25. Dakikaya kadar belki de ayağına top
değmeyen Constant’ın golüyle Constant’ı birden maçın yıldızı ilan edenler
ordusuna şahit olduk. Oysa Constant gerek tekniği, gerek tecrübesi, gerekse
özellikleriyle bu takımda daha fazla sorumluluk almalı, daha çok oyun kurmalı,
daha çok oyunun içinde olmalıdır. Geldiğinden beri çok kısa sürelerde parlayıp
oyunun genelinde kayıpları oynuyor. İyi bir Constant’ın bu takımı çok güzel
organize edeceğini ufak ufak görebiliyoruz, umarız bu zaman dilimi çok daha
uzun sürelere çıkar. Hoca Fatih Atik’i kesip Sefa Yılmaz’la çıktı bu maça.
Zaten gördük ki Sefa Yılmaz iyice oturmaya başlayınca her zaman hocanın ilk
tercihi olmalıdır. Waris zamanla çok canlar yakacağının sinyallerini ikinci
maçında da vermeye devam etti. Böyle bir futbolcudan belki beklenmez ama
savunmaya yardımı da takdire şayan. Golden sonra Metalist baskısı oldu fakat
gol gelmedi ve Trabzonspor devreyi 1-0 önde kapattı.
İkinci yarıya Metalist oldukça hakim ve baskılı başladı. Nitekim 61. Dakikada
da golü yedi Trabzonspor. Sonrasında oyundan düştü Trabzonspor. Maç artık 1-1
bitecek derken Constant’ın ortasını arkaya iyi aşırtan Yatabare’nin topunu
ağlara gönderdi Papadapulos. Yatabare’nin bu maça yedek başlasa da önemli bir
silah olduğunu gördük. Sonradan oyuna giren Mehmet Ekici de oldukça iyi
gözüktü. Zaten Ekici’nin zekası ve pas özelliği onu yeterince özel kılıyor.
Biraz daha tempo kazanmaya başladığı anda fark yaratmaya ve ilerinin
organizasyonunu kurmaya başlayacaktır. Bu maçtaki 2 golü de duran toptan bulan
Trabzonspor belli ki bu sene duran toplardan çok can yakacak. Hem takımın boy
ortalaması baya bir arttı, hem de bu futbolcular sadece uzun değil aynı zamanda
hava yeteneğine de sahip futbolcular. Hakeza orta açacak, tekniği yüksek
futbolcuların varlığı da malum Trabzonspor’da. Yeni kurulan baştan aşağıya
yenilenen Trabzonspor adına 5 resmi maçtır her şey çok iyi gidiyor. Takım
savunması oldukça oturmuş durumda. Bundan sonrası yavaş yavaş takıma hücum
karakterini de oturtarak bir takım hüviyeti kazandırmak. Halilhodzic doğru kişi, Trabzonspor taraftarı aynı şekilde desteğe ve sabretmeye devam ederse
Bordo-Mavililer için güzel günler hiç de uzakta değil..
Sinan CÖDEL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder