Cuma, Temmuz 18, 2025

Son Yazılar
>> İngiltere'nin DNA'sı değişecek  >> Üstün Yetenekle Başa Çıkmak  >> Gerçeklerle Yüzleşmek  >> Maslow Amca ve Futbol Bağlamı  >> Beşiktaş Gururlu Fenerbahçe Mutlu  >> BİR IVERSON VAR BENDEN İÇERÜ…    

18 Ağustos 2014 Pazartesi

Cezayir'in Bağımsızlık On Biri


Cezayir’in 4. Dünya Kupası deneyimi 17 Haziran günü kendisinden katbekat güçlü olarak lanse edilen Belçika’ya karşı resmen başladı. Otoriteler Cezayir’in Dünya Kupası serüvenini 3 maç olarak görüyorlardı. Tarih boyunca çok yetenekli oyuncular yetiştirmişti Çöl Tilkileri fakat bunları sömürgeleri oldukları Fransa’ya kaptırmaktan kurtulamamışlardı. Bu Dünya Kupası’nda gösterdiler ki o yıldız isimler(Karim Benzema, Hatem Ben Arfai Samir Nasri, Yannis Tafer vs. vs.) şu an Cezayir adına oynuyor olsalar idi her şey bambaşka olabilir, favori bile olabilirlerdi. Cezayir son nefesine kadar müthiş mücadele etmiş fakat gücü şampiyon Almanya’ya yetmemişti hatırlayacaksınız. Onlar için muazzam bir başarıydı bu ve ülkelerine döndüklerinde çocuklarına anlatacakları bir hikayeleri daha olmuştu. Çöl Tilkileri’nin tarihlerinde asıl bambaşka bir hikaye yatıyor, hiçbirimizin kulağına gelmemiş bir hikaye. Yıllar boyunca sömürge kalmış Cezayir’in Fransa’ya karşı bağımsızlık savaşının hikayesi. Türk halkı olarak severiz bağımsızlık hikayelerini, yaşadığımızdandır bu ilgi bağımsızlığa elbet. Cezayir’in Fransa sömürgeliğine karşı gelişi futbola da etki etmiş belki de futbol sayesinde kendilerini kabul ettirmişlerdir.

           Cezayir’in ilk Cumhurbaşkanı Ahmet Ben Bella 1939-40 yıllarında Olympique Marsilya forması giymiş, profesyonellik teklifini reddederek siyasal mücadeleye atılmış. Cezayir bağımsızlığını 1962 yılında kazanmıştı fakat Cezayir Milli Takımı 1958’de kuruldu. Milli takımı da mücadelenin çok önemli bir parçasıydı. Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin(Cezayir’de kurulan sosyalist parti) bir araya getirdiği oyuncular tarafından Ulusal Kurtuluş Cephesi Karması oluşturuldu. 1958 Dünya Kupası geldiğinde Cezayir’in kendisinin de varlığını göstermesi gerekliydi. Fransa Milli Takımı’nın iskeleti değil belki ama gözü burnu kulağı Cezayirli oyunculardan oluşuyordu ve bağımsızlık mücadelesinde bu oyuncular Fransa’dan ayrılıp Cezayir’e katılıp resmen bir takım oldular. En önemli iki isim o dönemde Monaco’da oynayan savunma oyuncusu Mustapha Zitouni ve dönemin yıldızı St. Etienne’li sağ açık, forvet Rachid Mekloufi. Bu iki yıldızın Cezayir tarafına geçmesi iki ülke arasında gerilime sebep olmuş ve Fransa’da yetişmiş 8 Cezayirli kalburüstü oyuncu da Cezayir tarafına geçip Ulusal Kurtuluş Cephesi Karması’nı oluşturmuş oldular.

            Bağımsızlık On Biri adı altında karşılaşmalara çıkan Cezayir’in onuru olan bu takım 1958-1962 yılları arasında 83 gayri resmi maça çıkmış 57’sinden galip ayrılmışlar ve bunların çoğunluğu Orta Doğu ve Doğu Avrupa ülkeleriyle. Çin ve Kuzey Vietnam’la bile maç yapmışlardır. Oldukça başarılı olan bu takım maçlarında kendi milli marşlarını okuyor, gönderde bayraklarını dalgalandırıyordu. Bu da onları her maç öncesinde Fransa’ya karşı galip yapıyordu zaten! Onlar büyüdükçe Fransa’nın da nefreti büyüyordu bu Bağımsızlık On Biri’ne. Hatta aşırıya kaçarak teoride hala Fransa’ya bağlı olan Cezayir’li futbolcular Fransa tarafından gaiplik kararı sebebiyle 10 yıl hüküm giydiler, yıldız oyuncu Rachid Mekloufi de dahil…

1962’de bağımsızlığını kazanan Cezayir haklarını kazanınca Cezayirli yıldızlar da Fransa’daki kulüplerine geri döndüler. Mekloufi St. Etienne’e geri çağrıldığında herkes tribünlerdeki gururu incinmiş kitleden korkuyordu fakat Mekloufi sahaya adım attığı andan itibaren bütün endişeler bitti, herkes tekrar ona tapmaya başladı. Milli takımıyla aynı renkleri taşıyan St. Etienne’de 5 yıl daha futbol oynadı, kulüp küme düştüğünde bile takımından ayrılmayı düşünmedi ve sayısız başarılara imza attı. İkinci Lig’den kurtardı takımını, iki sene sonra da üst üste iki kez St. Etienne’i 1. Lig’de şampiyon yaptı. 1968’deki kupa finalinde Mekloufi’nin 2 gol birden atarak Bordeaux’u 2-1 mağlup etmeyi başarmasıyla St. Etienne Fransa’nın en iyisi olmuştu.


Dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle, dönemin ünlü felsefecisi Jean Paul Sartre için söylediği “Sartre demek, Fransa demektir” sözünü Rachid Mekloufi için “Siz Fransa’sınız” şeklinde söylemiştir, oysaki o adam Cezayir!




Bu yazı için ilham veren Kimi Başrol Kimi Karakter adlı kitabın yazarlarından Tanıl Bora’ya çok teşekkür etmek isterim…


Tufan Demir
Mail: tufan.demirr@gmail.com
Twitter: @tufandemirr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Murat Çolakoğlu Seo Blogger Templates