Kendisi Anadolu’nun kapılarının Aikidoya açılmasına öncülük etmiştir. 1948 Kahramanmaraş doğumlu olan Lemi sensei, Yıldız Teknik Üniversitesi elektrik mühendisliği mezunu. Sporcu bir aileden gelen Lemi Bağdatlılar, Aikidoya başlamadan önce spora BJK’de Jimnastikle başladı ve yüzme, atlama, judo, karate, halter ilgilendiği spor dallarından sadece bir kaçı. 1972 ise o ve Türkiye Aikidosu için dönüm noktalarından biri olmuştur. Japonya’da yaşayan kuzeninin gönderdiği “What is The Aikido ?” kitabında okuduğu doğa ile bir olmak cümlesi Aikidoya yönelmesini sağlamıştır. Ona göre tasavvuftaki vahdeti vucut ile ortak bir düşünceye dayanıyordu ve bu da Aikidodaki ruhani içeriği görmesini sağladı. Sonrasında Aikidoyu öğrenmek için kitaplar getirtti hatta sinema makinası alıp yine getirtiği filmlerle aikidoyu öğrenmeye başladı.
Teknikleri üzerlerinde denediği sporcu arkadaşlarının şikayetlerine aldırmayarak antrenmanlara devam etti. Eğitimlerine ise 1974’de Bayrampaşa’da İzcilik Müdürlüğü’nde başladı ama salon eğitimine düzenli olarak 1982 de tebrik için gittiği bir arkadaşının dojosunda teklif üzerine başladı. Başlarda kuşağı olmamasından duyduğu endişe ile birlikte 1983’te artık işin resmiyet kazanması gerektiği düşüncesiyle Japonya’ ya bir mektup yazdı ama bir sene boyunca cevap gelmedi. Lemi Bağdatlılar bu olayı : “Acaba ingilizcem mi kötü dedim diğer mektubu bir arkadaşıma yazdırdım ingilizcesi iyi olan ama yine cevap gelmedi” diye aktardı . Umutlarını kaybetmek üzere olan Lemi hoca ve arkadaşlarına daha sonrasında salona gelen bir telefon şaşkınlık yarattı.. Arayan Kenji Kumagai ydi.
Kenji Kumagai bir Japon firmasında görevliydi Türkiye’ de ve aynı zamanda iyi bir Aikidocuydu 5.dan derecesine sahip ama antreman yapacak birileri bulamıyordu İstanbulda, bunu izin için gittiği Japonya da dile getirdiğinde ona mektupları gösterdiler. Ve böylece Kenji Kumagai ve Lemi sensei nin yolları kesişti. 10 gün içinde her şey halledilmiş ve dersler başlamıştı başlangıçta Kanji Kumagai ve Lemi Bağdatlılar, Ahmet Berkal ve Türkiyenin ilk kadın aikidocusu olan Neşe Altan’la yapılıyordu antremanlar. 9 ay sonrasında Lemi hocanın öğrencilerinin de katılmasıyla dojo kalabalıklaştı. 6 sene sonra Kenji Kumagai ülkesine döndü ve bu süreç boyunca derslere devam edildi. 1999 yılında ise federasyonu kurulması için ilk girişimlerde bulundu Lemi hoca. İşte Aikido böyle yayıldı bu topraklara. Lemi sensei nin “Japon Savaş Bıçağı Kültürü Tantojutsu- Aikido” adı altında bir kitabı mevcuttur.
Çoğu kişi Aikidoda neden musabaka olmadığını sorar size bunu Lemi hocanın sözleriyle açıklamak istiyorum. “ Ordular savaşır ya da tatbikat yapar musabakaları olmaz. Aikido da böyledir, ki musabakası olan sanatın felsefeye ihtiyacı yoktur, kazanmaya hedefli düşünce bir şey kazandırmaz ruhumuza, biz ruhumuza bir şeyler kazandırmak istiyoruz.” Lemi hoca hala düzenli spora ve Aikido çalışmalarına devam ediyor zaten bunu onu görünce anlarsınız. Konuşmamızın sonunda amacının Türkiyede Aikidonun doğru tanınması ve yayılması olduğunu ve bu konuda Türkiyedeki tüm Aikido gruplarına açık olduğunu ifade etti.
Lemi Bağdatlılar CİNE5 söyleşisini izlemek için tıklayınız.
YAZAR : Özlem Kepenekçi
kepenekci@itu.edu.tr
Gıda Mühendisliği
Twitter : @5foolfish
“Ordular savaşır ya da tatbikat yapar musabakaları olmaz. Aikido da böyledir, ki musabakası olan sanatın felsefeye ihtiyacı yoktur, kazanmaya hedefli düşünce bir şey kazandırmaz ruhumuza, biz ruhumuza bir şeyler kazandırmak istiyoruz.”
YanıtlaSilÇok güzel...