Cuma, Nisa 25, 2025

Son Yazılar
>> İngiltere'nin DNA'sı değişecek  >> Üstün Yetenekle Başa Çıkmak  >> Gerçeklerle Yüzleşmek  >> Maslow Amca ve Futbol Bağlamı  >> Beşiktaş Gururlu Fenerbahçe Mutlu  >> BİR IVERSON VAR BENDEN İÇERÜ…    

25 Şubat 2014 Salı

GERÇEK RONALDO : "IL FENOMENO"

2002 Dünya Kupası denince, Türkiye’de herkesin aklına bu adamın yarı finalde sol çaprazdan ağlarımıza bıraktığı gol gelir.. Bizim için gerçekten hoş olmayan bir hatıra olsa da, bu kariyerinin zirvesinde olan adam için, yepyeni bir dünya kupası zaferinin habercisidir.

Kariyerine 93 yılında Brezilya’da Cruzeiro’da başlayan Ronaldo o sene henüz 17 yaşında olmasına rağmen oynadığı 14 maçta 12 gol attı ve bir genç yetenek olarak dikkatleri üstüne çekti. Bu performansıyla genç yaşında 94 Dünya Kupası Brezilya kadrosuna yer buldu ve her ne kadar oynamamış olsa da 94 Dünya Kupasını kazanan takımın bir parçası olarak ilk ciddi başarısını elde etti.




94 Dünya Kupası’ndan sonra Ronaldo PSV’nin teklifini kabul ederek Hollanda’ya gitmeye karar verdi. İlk sezonunda ligde kaydettiği 30 golle hem sezon gol kralı olmuş hem de ne kadar önemli bir golcü olacağının ilk sinyallerini vermiş oldu. Ancak 2. sezonunda yaşadığı diz sakatlığı nedeniyle sezonun büyük bir bölümünü kaçırdı. Ancak oynadığı 14 maçlık bölümde 12 gol kaydederek takımına katkı yapmayı yine başardı. Hollanda kariyerinde 58 maçta 54 gol kaydederek muazzam bir istatik tutturan Ronaldo büyük takımların radarı altına çoktan girmişti bile..

97 sezonuyla Ronaldo 19.5 milyon dolarlık rekor transferle Barcelona’ya transfer oldu. Barcelona’da da başarısına devam eden Ronaldo La Liga gol krallığı, İspanya Kral Kupası, İspanya Super Kupası ve 1997 UEFA Kupa’sının kazanılmasında başrol oynadı. Barcelona’da bu sezonda oynadığı 49 maçta 47 golün altına imzasını attı. La Liga’da gol krallığını alırken 37 maçta 34 gol kaydederek enfes bir gol sayısına ulaştı. Aynı zamanda 96 yılının sonunda 20 yaşındaki Ronaldo FIFA Yılın En İyi Oyuncusu ödülünü kazanan en genç oyuncu oluyordu.

Bundan sonra kulüp başkanı dahil olmak üzere herkes Ronaldo’nun uzun yıllar Barcelona’da kalacağına inanıyordu ve yapılan açıklamalar da bu yöndeydi.. Ancak daha sonra görüşmeler tıkandı ve Ronaldo sürpriz bir şekilde Barcelona’dan ayrıldı ve o yaz İnter’e transfer oldu. İnter’e transfer olurken yine bir transfer rekoru kırıldı ve tam 27 milyon dolarlık bir bonservis bedeli ödendi.

Ronaldo İnter kariyerinin ilk yılında İtalyan futboluna ayak uydurmayı başardı ve gol krallığını 2. Sırada bitirdi. Ayrıca yaptığı asistler, takımın 1. penaltıcısı ve frikikçisi olması ve de aynı zamanda takım kaptanı olmasıyla artık komple bir forvet oyuncusu ve lider olmuştu. Bu sezonun ardından 97 yılında bir kere daha  FIFA Yılın En İyi Oyuncusu Ödülünü kazandı. Ayrıca aynı yıl Ballon d’Or’ u da kazanarak başarılarına bir yenisini daha eklemiş oldu. Kariyerinin bu noktasında Ronaldo için söylenebilecek tek bir şey vardı : O birçoklarına göre dünyanın en iyi forveti konumundaydı. Fakat bu sezondan sonra İtalya’da işler Ronaldo’nun istediği gibi gitmedi.. Bir sonraki sezon Ronaldo dizinden bir sakatlık yaşadı. Uzun bir sakatlık döneminin ardından 12 Nisan 2000’de bir Lazio maçıyla geri dönüş yaptı ancak oyunda 7 dakika kalıp tekrardan sakatlanarak gelecek tüm sezonu ve de 2001-2002 sezonun yarısından çoğunu kaçırdı.. Ancak iyileşme ve rehabilitasyon dönemini atlatan Ronaldo, 2002 dünya kupasında Brezilya kadrosunda yerini aldı ve Brezilya 5. Şampiyonluğunu alırken üst düzey bir performans ortaya koydu. Ve nitekim 2002 sonlarında Ronaldo kariyerinde 3. Kez Fifa Yılın en iyi oyuncusu ödülünü kazandı. Ronaldo için İtalya’dan gelen ve en akılda kalıcı olan şey ise İtalyan Basını tarafından kendine takılmış ve Ronaldo’yla özdeşleşmiş olan „IL FENOMENO” lakabıdır. İnter’de geçen 5 senenin ardından Ronaldo 2002 yılında Dünya Kupası sonrası „Los Galaktikos”a katılmak üzere Real Madrid’e transfer oldu.


Ronaldo Real’e transfer olurken 46 milyon Euro gibi astronomik bir rakam ödenmişti ve transfer açıklandığı ilk gün Ronaldo Real Madrid tarihinde forma satış rakamlarını alt üst etti Böylece taraftarlar Ronaldo için ne kadar heyecanlı olduklarını ortaya koymuş oldular. Ronaldo da taraftarları haksız çıkarmadı. Ronaldo liderliğindeki Real Madrid o sezon İspanya lig kupasını, İspanya kral kupasını ve Kıtalararası Kupayı kazanarak başarılı bir sezonu geride bıraktı. Ancak bir sonraki sezon Real Madrid yine iyi giderken Ronaldo talihsiz bir sakatlık yaşadı ve sezonun geri kalanında takımını yalnız bırakmak zorunda kaldı.. Bundan sonra ise Real Madrid için Ronaldo’nun ne kadar önemli bir lider olduğunu anlamak zor değildi.. Ronaldo’nun sakatlığının ardından Madrid o sene Şampiyonlar Ligi’nden çeyrek finalde elendi, lig şampiyonluğunu Valencia’ya kaptırdı ve Kral kupasında da finalde kaybettiler..
Ancak daha sonra Van Nistelrooy’un takıma katılması ve Ronaldo’nun yaşadığı sakatlık kilo problemleri nedeniyle teknik direktör Capello, Ronaldo yerine Van Nistelrooy’u tercih etmeye başladı ve Ronaldo için Real Madrid defteri hoş olmayan bir sonla 2007 yılında kapandı.  

Ronaldo bundan sonra 1 sene Milan’da 2 sene de ülkesi Brezilya’da Corinthians’ta oynadı. Ancak eski başarılarına hiç bir zaman yaklaşamadı. Çünkü sakatlık ve kilo problemleri peşini bırakmadı ve sürekli önünde büyük bir engel olarak durdu. Ronaldo geçen 3 yılın ardından Şubat, 2011 yılında Corinthians’ta oynarken futbolu bırakma kararı aldı. Kararını açıklarken yaptığı basın toplantısında şu sözler ağzından dökülmüştü : „Beni gerçekten bu kadar mutlu eden bir şeyden vazgeçmek çok zor.. Zihnimde her ne kadar devam etmek istesem de , itiraf etmeliyim ki vücudumu kaybettim...”



Ertunç GÜZEL
İTÜ Makine Mühendisliği Öğrencisi
Mail Adresi: ertuncguzel@windowslive.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Murat Çolakoğlu Seo Blogger Templates