Futbolun her türlüsünün en keyifli şekilde oynandığı yer
Brezilya. Brezilya’nın da ikinci en büyük şehri olan Rio de Janeiro kurtarıcı
İsa heykeliyle bile tam anlamıyla bir futbol şehri. Bu yaz düzenlenen Dünya
Kupası’nda da anladık ki bu adamlar ülkelerine, takımlarına, halkına, tarihine
çok bağlı. Yeni yapılan yolları, ölen işçileri, endüstriyelleşmeyi protesto
ettiler bütün bir yıl boyunca. Hep istedikleri, tat kattıkları, adeta şov
yaptıkları Dünya Kupası içindi hepsi ama karşı çıkmayı bildiler. Turnuvada her
maç tribünleri ya Brezilya formalarıyla ya da kendi tuttukları takımların formalarıyla
doldurdular. Farklı yaşanıyor orada futbol, hani biz diyoruz ya futbol ülkesi
Türkiye diye aslında orası öyle bizim yakından uzaktan alakamız yok. Uzaktan da
görsek belli ediyor insanların keyfi. Brezilya’da belli başlı kulüpler var ki
bu tutkuyu ayakta tutuyorlar. Sao Paolo, Corinthians, Cruzeiro, Coritiba,
Flamengo, Fluminense bunların sadece birkaçı. Hepsinin tarihi kabarık, hepsi
Dünya futboluna sayısız oyuncu yetiştirmiş kült kulüpler. Flamengo ve
Fluminense’nin ise diğerlerinden apayrı bir hikayesi var…
1895 yılında bir grup genç tarafından Flamengo adı altında
bir kürek takımı kurulur. Bu toy delikanlılar Rio’nun güzel kızlarını tavlamak
için yapmışlardır bunu aslında. Flamengo kürek takımıyla yürürken, 1902 yılında
futbol tutkunu Oscar Cox liderliğindeki Carioca aristokratları da Fluminense
adında bir futbol kulübü kurarlar. Oscar Cox da oy birliğiyle kulübün ilk
başkanı oluverir. Fluminense kendine gelmişken Flamengo’dan ses yoktur hala.
1911 yılında Fluminense’nin 9 oyuncusu kulüpte kazanılan şampiyonluklar sonucu
gelir dağılımı konusunda mutsuz oldukları gerekçesiyle kulüpten ayrılırlar ve
Flamengo kulübüne geçerler fakat Flamengo sadece bir kürek takımıdır. 9 oyuncu
bir takım inşaa eder ve Flamengo’nun futbol şubesi oluverirler. İşte bu olaydan
sonra Fla – Flu derbisi doğar.
İlk yıllarda aralarında oynanan maçlar Fla – Flu Derbisi
ünvanını taşımaz tabii, hem kalite hem de heyecan yoktur ilk zamanlarda. 7
Temmuz 1912’de ilk Fla - Flu derbisi 800 kişi önünde oynanır ve maçı Fluminense
3-2 kazanır. 1920’lere kadar aralarındaki maçlar derbi tadında değil de iki
gelişmekte olan kulüp tadındadır. Brezilyalı spor muhabiri Mario Filho’nun Fla
– Flu adını verdiği bu karşılaşmalar ismini aldıktan sonra alevleniverir. 800
kişiyle başlayan derbi maceraları bir anda fırlar ve 100.000 seyirciyi aşmaya
başlar.
Maçlar Brezilya ve Rio de Janeiro’nun ünlü stadyumu
Maracana’da oynanıyordur ki zaten en uygun stadyum da Maracana. Kapasite
bakımından Dünya’nın yarısını içine alabilecek büyüklükte olan Maracana’da bir
daha kırılması neredeyse imkansız bir rekor da Fla – Flu derbisinde
kırılmıştır. Rio Şampiyonası finalinde tam 194.603 kişinin izlediği Fla – Flu
derbisi 12 Aralık 1963 yılında tarihe tanıklık eder. Sadece bir maç değildir, neredeyse tüm Rio ve
tüm Brezilya bu maç için hayatı durdurmuştur. Şimdilerde akıl erdirmek zor
böyle bir olaya fakat sevgidir bunun adı, bağlılık yemini etmişlerdir sanki.
Maçta gol dahi olmaz ama Brezilya’da herkes bilir bu maçın hikayesini.
Şimdilerde ise maçlar Maracana’da oynanmıyor. 46.931
kapasiteli Olimpico Joao Havelange stadyumunda oynanıyor iki takımın maçları…
Nerede Maracana coşkusu, nerede yeni stadyumun, endüstriyelleşmiş hayatın
lezzetsizliği. Geçtiğimiz Pazar günü Flamengo’nun en sahipliğini yaptığı maçta
iki ezeli rakip tekrar karşılaştı. Özlenmişti bu güzel derbi fakat bu haliyle
değil. Yine
coşkuluydu iki taraf da ama eskiler biliyordu asıl keyfi, Maracana’daki
lezzeti. Meraklısına Pazar günkü derbi gözden düşen Fluminenseli Fred ve
Flamengolu Eduardo’nun golleriyle 1-1 berabere sonuçlandı.
Tufan Demir
Mail: tufan.demirr@gmail.com
Twitter: @tufandemirr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder