2006'da Almanya'da ve 2010'da Güney Afrika’da düzenlenen bu yaz da Brezilya’da düzenlenecek olan
FIFA Dünya Kupası’na maalesef yine katılamıyoruz. Katılamadığımız her Dünya Kupası'nda olduğu üzere yine ülke olarak Almanya’yı
destekleyeceğiz gibi gözüküyor. Ancak FIFA, geçtiğimiz günlerde turnuvada görev
alacak hakemleri açıkladığı zaman “milli
bir sevinç” yaşadık. Milli takımımızın Dünya Kupası’ndaki eksikliğini bir
nebze olsa da giderecek bir sevinçti bu... Haziran ayında başlayacak olan
turnuvada , FIFA kokartını aldığı 2006 yılından bu yana çeşitli Fifa ve UEFA organizasyonlarında görevini layıkıyla yerine getirmiş başarılı hakemimiz Cüneyt Çakır görev yapacak. Bu, 1974 Dünya Kupası’nda görev
yapmış eski hakemimiz Doğan Babacan’ın ardından 40 yıl sonra bir Türk hakemin tekrar
dünyanın en büyük futbol organizasyonunda boy göstermesi anlamına geliyor...
Peki
yazımın başında bahsettiğim gibi bu bizim için gerçekten milli bir sevinç miydi?
Bu habere sevinen futbolseverler kadar, sevinmeyenlerin sayısı da yadsınamaz
derecede fazla... Bu durum, taraftar forumlarında ve Twitter’da
rahat bir şekilde gözlemlenebiliyor. Ülkenin 40 yıl aradan sonra Dünya
Kupası’na gönderdiği hakem futbolseverlerden tam destek alamıyor. Niye? Çünkü
Cüneyt Çakır kimilerine göre Beşiktaş’ın
golünü ofsayt gerekçesiyle vermedi. Niye? Çünkü Galatasaray’a penaltı çalması gereken pozisyonda oyunu devam
ettirdi. Niye? Çünkü kimileri Fenerbahçeli
oyuncuyu haksız yere kırmızı kartla oyun dışına gönderdiğini düşünüyor. Hele
bir de derbi yönetiyorsa, evet kesinlikle rakip takımın lehine çaldı tüm
düdüklerini... Çünkü taraftar olarak iyi bir hakemden beklentimiz, onun
yönettiği tüm maçları takımımızın galip olarak bitirmesi. Bu yüzdendir ki Pierluigi Collina biz Türk
taraftarların kahramanı haline geldi. Bir zamanlar “Bizim ülkemizde niye
Collina gibi hakemler yetişmiyor?” diye kendimizi eleştirir durumdayken ironik
bir şekilde Collina seviyesine ulaşmış milli hakemimize tam anlamıyla sahip
çıkmıyoruz...
Bir
de çoğunluğun “ Maçları Avrupa’da farklı,
Türkiye’de farklı yönetiyor..” tezi var. Bir hakem düşünün; ülkesinde başarısız
maçlar yönetiyor ve buna devam etmesine rağmen UEFA’daki başarı klasmanlarını
teker teker aşıp "Elit" klasmana yükseliyor,
Şampiyonlar Ligi’nde yarı-final yönetiyor, Avrupa Şampiyonası’nda yarı-final yönetiyor,finalinde
4. Hakem olarak görev alıyor, üstüne üstlük Dünya Kupasında da maç yönetecek hakemler
arasına giriyor. Bu mümkün müdür? Başarıları ortada olmasına rağmen Türkiye’de maçları farklı yönettiği
düşünülüyor çünkü oynanılan her maç, her derbi; farklı hikaye ve bir öncekinden
farklı bir kazanan içeriyor. Burada da kaybeden tarafın mağlubiyetten dolayı
oluşan tatminsizliği Cüneyt Çakır’a karşı bu yorumları ortaya çıkarıyor. Ülkenin
yetiştirdiği en büyük hakemlerden biri olan belki de en büyüğü olduğu
tartışılmaz olacak olan insana biraz daha fazla değer verilmesi gerekiyor en
azından daha fazlasını hakettiğini düşünüyorum...
Hakemliğin
futboldaki konumunu düşündüğümüz zaman, hakemlere karşı hiç eleştiri gelmemesini
beklememiz hayalcilik olarak da algılanabilir tabi.Cüneyt Çakır da verdiği hatalı kararlardan sonra kendini
eleştirip, mentörleriyle bu konu hakkında kritik yapıyordur mutlaka. Ligimizdeki
üst klasman hakemlerini, her hafta desteklediğimiz takımların maçlarını
izlerken rahatça takip edebiliyoruz. İçinde bulunduğumuz 2010lu yıllarda hiçbir hakemin herhangi bir takıma karşı art niyet
aradığını düşünmüyorum hele ki bu hakem Uefa’nın elit klasman hakemlerinden
biriyse. Yazımı bitirirken milli takımımızın olmadığı bir Dünya Kupası’nda
ülkemizi temsil edecek olan Cüneyt Çakır’a köstek değil destek olunması gerektiğini
düşündüğümü belirtmek istiyorum. Ayrıca şu ana kadar yakaladığı başarılarda yardımcılıklarını
üstlenen ve Dünya Kupasında da yardımcılıklarını üstlenecek olan Bahattin Duran ve Tarık Ongun’a da Cüneyt
Çakır’la beraber başarılar diliyorum.
Osman Uğur
İTÜ İmalat Mühendisliği
Mail adresi: osmann.ugur@gmail.com
Osman Uğur
İTÜ İmalat Mühendisliği
Mail adresi: osmann.ugur@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder