Kaybettiğimiz kupa yüzünden neredeyse ağlamak üzereyken
bugün bu yazıyı yazmamın sebebi, Ekaterinburg maçında sırtında Fenerbahçe
formasıyla “CimBomBom” diye bağıran abimizle aynı: buruk da olsa “Gurur”. Böyle bir örnek tabi ki sadece yurtdışındaki
bir maçta olur ama derbiler dışında Galatasaray Kadın Basketbol Takımı’nın
maçlarında kendi taraftarı olduğunu söyleyebilmek çok zor. Büyük bir başarı
geldi, doğru; fakat bu takımın tek eksiği Euroleague kupası falan değildi; bu
takımın eksiği onları sürekli destekleyecek bir taraftar grubu. Bu yüzden bu
başarıyla buruk bir şekilde gurur duyanlar sadece ezeli rakip taraftarları
değil, uzun süredir takımını eksik bırakan sarı-kırmızılılar da olmalıdır.
Seyir zevki düşünüldüğünde birçoğumuz erkek basketboluyla
ilgilidir. Ben de öyleyim evet ama açıkça söylemek gerekirse milli takım ve
kendi desteklediğim takımım dışında bayan basketbolu ile pek ilgili değilim.
Taraftar eksikliği de biraz bu ilgisizlikten kaynaklanıyor tabi ki. Mesela
bugün hala birçoğumuzun bilmediği bir şey öğrendim; GS Bayan Basketbol Takımı
2005 yılında küme düşmüş. Hepinizin araştırıp bulabileceğiniz wikipedik
bilgilerle bu süreci anlatmak gerekirse, hemen ertesi yıl toparlanıp 1. Lig’e
yükselmiş ve sonrasında ligi uzun yıllardır domine etme başarısı gösteren
Fenerbahçe’nin en önemli rakibi olmayı başarmıştır. Her ne kadar lig kupasını
rakibinin elinden bir türlü alamasa da son 5 yılın Türkiye Kupası Şampiyonu
olarak ne kadar başarılı ve tek ayaklı finallerde ne denli önemli bir takım
olduğunu göstermiştir. Ülke içi üst düzey rekabet, rakibinin yıllardır
amaçladığı Avrupa’da başarı hedefini 2009 yılında GS’a kazandırmış ve takım
olarak EURO CUP’ı kaldırmışlardır. Sonrasında Eurolegue’de adım adım yükselen
grafik, 2012’de kendi evlerinde elde edilen 5.lik ve efsanevi yarı final-final
performanslarıyla bu sezon kazandığı şampiyonluk...

Bu başarıyı bir sporsever olarak can-ı yürekten kutluyorum
ve sürekli olmasını diliyorum.
Ama yine bir sporsever olarak bakıyorum ve iyi bir
planlamayla büyüyen bir takımın arkasında büyüyen bir taraftar grubu da
olmasını bekliyorum doğal olarak. Acı gerçekse öyle değil. Bu başarılı süreçte
şampiyonluk umudu taşımadıkça neredeyse boş tribünlere oynadı “Sarayın
Sultanları”. Kendi evlerinde oynadıkları F8’de bile ezeli rakibine yenilip yarı
finale çıkamadıktan sonra salon normal bir lig maçından farksızdı. Bu
şampiyonluğun Galatasaray taraftarı için bir dönüm noktası olmasını diliyorum
ama gerçek şu ki; normal şartlarda desteğin başarıyı getirmesi gerekirken
maalesef sporsever(!) ülkemizde başarının destek getirmesini umuyorum.
Bir kez daha Türk sporseverler adına altın kızlara
tebriklerimi ve teşekkürlerimi iletirken atlamamamız gereken diğer önemli noktayı,
finali iki Türk takımının oynamış olmasını hatırlatmak istiyorum. Türk Spor’u
için önemli bir gurur kaynağı olan ve milli takım bazında kazanılan başarıların
adeta kanıtı olan bu durumun önümüzdeki yıllarda da sürmesi en büyük temennimiz.
Ama daha da önemli olan bir nokta: başarılı olacaklarını geçmişlerinin
teminatıyla gösteren bu kızlara daha fazla destek verilmesi gerektiği. Belki o
zaman milli takım bazında sessiz sedasiz gelen Avrupa 2.lik ve 3.lükleri,
olimpiyat 5.likleri artarak devam eder.
OĞUZ KAAN DEMİR
İTÜ İşletme Mühendisliği
Mail adresi: k.oguzdemir@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder