15 Ocak 2011, kulübüyle biraz ilgili bir Galatasaray taraftarı için hatırlanması zor bir tarih
değildir. Ali Sami Yen’e veda etmiş Galatasaray taraftarı, yeni mabedi Türk Telekom Arena ile bu tarihte tanışmıştır. Peki o günün anlamı sadece bununla mı ibaretti?
Birçok kişi için bu böyle olsa da, o gün aynı zamanda Galatasaray Kulübü’nün Dünya
futbolunun kaçınılmaz gerçeği olan “Endüstriyel
Futbol” ile resmen tanıştığı gün
olarak tarihe geçmiştir. Bu, Galatasaray
taraftarı için stat kültürünün(yeme-içme,taraftar,tribün vb.) başlı başına
değişiminin habercisi olurken, kulüp içinse ekonomik bir kalkınmanın
temellerini oluşturacaktır.

Statlarda köfte-ekmek kültürü ülkemizde en alt ligden en üst
lige tribün emekçileri için vazgeçilmezdir. 15 Ocak 2011 günü stada gelen
taraftarlar maç önü, devre arası ve maç sonunda alışılagelmişin dışında ilk kez “tükürük köfte” gerçeğinden mahrum
kalmışlardır. Türk Telekom Arena’da, statların vazgeçilmezlerinden biri olarak
nitelendirilen köfte arabalarının yerini, endüstride “franchising” olarak adlandırılan pazarlama sistemi ürünü zincir
yemek restaurantlar ve onların pahalı menüleri almıştır. Sami Yen’de devre
arasında 1 Lira’ya satılan su, Türk Telekom Arena’da 2.5 Lira’dan taraftarlara
sunulmuştur. Yani Değişim taraftarın maç sırasındaki yiyecek-içecek kültüründen
başlamıştır.
Modern bir stat, taraftar-tribün kültüründe de birtakım
değişimlerin habercisiydi. Sami Yen’de tüm tribünlerden yayılan destek, 15 Ocak
2011 tarihinde yalnızca iki kale arkasından hissedilmişti. İki kale arkası
tribünde “futbol taraftarı” olarak
nitelendirilen takımı için karşılık beklemeden her şeyini ortaya koyan oluşum varlığını korumuştur. Diğer
iki tribünde ise “futbol seyircisi”
olarak tanımlanan, ödediği koltuk parasının karşılığında yalnızca sportif
başarı bekleyen burjuvazi kitle varlığını hissettirmiştir. Tabi ödenen koltuk
paraları da Sami Yen ile karşılaştırılamaz düzeyde. Ancak bir koltuğa çok para
ödemek destek vermeden körü körüne saf başarı isteyen bir seyirci kitlesi
oluşturmamalıdır. Bu biz futbolseverlerin yıllardır alışageldiği duygusal futbol
geleneğiyle örtüşmemektedir. Ancak yıllar geçtikçe kabul etmemiz gereken bir
gerçek haline gelecektir...
Bugün 16 Ocak 2014, Türk Telekom Arena’nın açılışından bu
yana 3 yıl geçti. Yeni stat için ilk
gün izlenimleri hala etkisini göstermektedir, Galatasaray taraftarı Ali Sami Yen’den bu yana değişen stat kültürlerini
hala sorgulamakta ve yeni stat kültürüne alışmaya çalışmaktadır... Ancak kulübün ekonomik ve sportif durumu hiç de sorgulanacak durumda değildir. “Endüstriyel
futbol duygusal futbolu öldürür” tezine katılan biri olmama rağmen, günün
şartları gereği bu değişim hareketi göz ardı edilmemelidir. Galatasaray kulübü de 3 yıl önce geçtiği yeni
stadının meyvelerini ekonomik açıdan şimdilerde fazlası ile almaktadır.
Hatırlayalım Türk Telekom Arena açılış maçında, Galatasaray kadrosunda; Barış Özbek, Mustafa Sarp, Servet Çetin,
Emiliano Zapata, Bogdan Stancu gibi oyuncular bulunurken şimdi ise artan
stat gelirleriyle birlikte kadroda; Fernando
Muslera, Dider Drogba, Wesley Sneijder, Felipe Melo, Burak Yılmaz ve Selçuk
İnan gibi yıldız oyuncular bulunmaktadır..
.
.
Biz ne kadar duygusal futbolu benimsemiş olsak da,
Endüstriyelleşen futbol kültürü etkilerini Türk Futbolu üstünde de
hissettirmiştir... Şimdilerde Galatasaray Kulübü’nün ve taraftarının içinde
bulunduğu durum, yakın zamanda Beşiktaş
Kulubü ve taraftarının da başına gelecektir... Onların da
yeni statlarının ilk açılış gününden itibaren yaşadıklarını gözlemleyip ortaya
başka hikayeler çıkarabiliriz...
Osman Uğur
İTÜ İmalat Mühendisliği
Mail adresi: osmann.ugur@gmail.com
Osman Uğur
İTÜ İmalat Mühendisliği
Mail adresi: osmann.ugur@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder