Futbolu futbol yapan ana unsurlardan başlıcası
seyircisi ya da başka bir deyişle taraftarıdır. Ülkemizde ise seyirci
kitlesinden daha çok taraftar kitlesi öne çıkmıştır. Bunun ana sebebi ise halk
olarak desteklediğimiz takımlara gönülden bağlanmamız gösterilebilir. Bu sezona
kadar bazılarımız kendi ihtiyaçlarımızdan, bazılarımız ailesinin rızkından
keserek gitti maçlara. Çoğu zaman kendimizi geri plana attık, saatler süren
deplasmanlarda takımımızı destekledik. Peki bu sezon ne oldu? Niye bu taraftar
tribüne küstü ya da gerçekten küstü mü ? Aslında cevabı çok basit: Passolig ve
E-Bilet sistemi. Peki nedir bunlar? Neyi amaçlarlar?
Passolig,
TFF tarafından önümüze sürülen her türlü sosyal ve sportif alanlarda
kullanılmak için tasarlanan elektronik kart sistemidir. E-Bilet ise bizim
bildiğimiz klasik bilet yerine getirilen, Passolig içine yüklenerek kullanılan
bilet sistemidir. Bu uygulamaların görünen amacı statlardaki istenmeyen
olayların önüne geçmek ve bu olaylara sebep olan kişileri tespit etmektir. Peki,
bu görünen amacına ulaştı mı? Kesinlikle ulaştı. Statlara kimse kimse
gitmeyince ne istenmeyen olay kaldı ne de bu olayları çıkartacak kişiler. Peki,
bu taraftarlar niye maçlara gitmediler? İşin aslı neydi? Niye bu sistem bu
kadar tepki topladı? Şöyle iki üç madde ile açıklamaya çalışayım:
- Passolig'in anlaşmalı olduğu bankanın
"Aktif Bank" isimli belki de ismini daha önce hiç duymadığımız yandaş
bir banka olması ve bundan inanılmaz büyük bir rant elde edecek olması.
- Bu sistemin insanları fişleme odaklı olması.
- Bu yeni düzenin tribün kültürünü
bitirmeye çalışıp, taraftarları adeta sinema izler gibi maç izlemeye zorlaması.
Sonuç olarak:
- Eksik bir şey mi var? Evet,
tribünlerimiz, taraftarlarımız, kültürümüz, neşemiz, futbolumuz, sporumuz eksik
ama bu eksikliği bir nebze olsun giderebilmek için rantın, fişlemenin,
E-Bilet'in ve Passolig'in karşısında durmalıyız. Eğer durmazsak bizi mutlu eden
bazı şeyler sadece anılarda kalacak.
Caner AKAR
cnrakr@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder