Bizim
yaşımızda olan bir çok insanı Formula 1 meraklısı yapan ve de Formula 1
denildiğinde herkesin hiç düşünmeden aklına gelen ilk isim o .. Kırmızı
Ferrarisi’nin koltuğundayken yaptıklarını, kırdığı, tekrar kırdığı, tekrar
tekrar kırdığı rekorlarını, zaman zaman Raikkonen’le, zaman zaman Montoya’yla
yaptığı kıyasıya mücadeleleri ve start/finish düzlüğündeki efsane ataklarıyla o
herkesin gönlünde yer etmiş bir şampiyon…
Ebeveynleri
, Schumi daha çocukken onu karting yarışlarına sokabilmek için gerçekten
inanılmaz bir efor sarfetti. Babası
kendi elleriyle Schumi’ye araba yaparken, annesi de yarış pistlerinde çalıştı.
Nihayetinde tüm bu emeklerin sonunda ortaya Schumi gibi efsane bir pilot çıktı.
Her ne kadar Schumi gençken kimse ondan bunları beklemese de..
Schumi
genç yaşında birkaç önemli başarı elde ettikten sonra asıl kariyerini şekillendirme
aşamasında bir çoklarına göre bir hata yaptı ve 1989 yılı sonunda kendisi gibi
bir çok potansiyeli yüksek yarışçının yarıştığı F3000 yarışları yerine biraz
daha profesyonelliği ve dayanıklılığı ön plana çıkaran Mercedes Junior Racing
programına katıldı. Ancak bu program Schumi’nin herkesin beklediği gibi
gerilemesine değil, ilerlemesine neden oldu ve bununla Schumi efsane olmaya
giden yolda önemli bir adım atmış oldu.
Yağmur Kralı !
Schumi’nin
kariyerine genel bir bakış attığımızda, her zaman kendini geliştiren ve
özellikle de her büyük pilot gibi kritik anlarda hızlı turlar atma ve limitleri
sonuna kadar zorlama konusunda çok çalışan bir pilottu. Bunun sonucunu da
1991’den 2003’e kadar olan 30 ıslak zemin yarışının 17’sini kazanarak aldı. Bu
yüzden Schumi’nin diğer bir takma adı da “Regenkönig” (yağmur kralı)’dır.
Schumi’nin
profesyonel kariyerinin başlangıcı da onun yeteneklerinden emin olan Willi
Weber’in 150.000 dolarlık sponsorluk garantisiyle başladı. 25 Ağustos 1991’de
Belçika Grand Prix’inde Jordan takımının 32 numarası olarak sahne alan Schumi,
bu yarışta sıralama turlarından önce pisti sadece bir kez bisikletle
dolaştıktan sonra 11 yıllık F1 tecrübesine sahip takım arkadaşından daha
yukarıda bir yer alarak 7. sıradan yarışa başlamaya hak kazandı. Bu bir dönüm
noktası oldu ve o tarihten sonra bu sahneye adını altın harflerle
yazdıracaktır.
Bir
sonraki sezon kariyerindeki gelişimde önemli bir yere sahip olan Benetton’a
transfer oldu. Benetton’da kariyerinin ilk şampiyonluğunu biraz enteresan bir
sezonun ardından elde etti. Sezona mükemmel bir başlangıç yapan Schumi, ilk 7
yarışın 6’sını kazanıp çok önemli bir avantaj elde etmişken, sezonun devamında
ise yaptığı basit hatalarla bir çok ceza alıp aradaki farkı kendi kendine
kapatmış oldu. Sezonun son yarışında en büyük rakibinin son virajda kendine
yaptığı atağı fark etmeyip bir anda içeri kırınca bir kaza meydana geldi ve
Schumi takla atarak yarış dışı kaldı. Ancak aynı şekilde rakibinin de yarışı
dışı kalmasıyla Schumi kariyerinin ilk F1 şampiyonluğunu almış oldu. 95
senesinde de iyi ve zaman zaman enteresanlıkları olan bir sezonun ardından
rakibine 33 puan fark atarak 2. şampiyonluğunu aldı ve bu onun için yavaş yavaş
Ferrari’nin kapılarını açıyordu.
Ferrari’ye
geldikten sonra ilk sezonunda her ne kadar 3 yarış kazanıp Ferrari’nin son beş
sezonda kazandığından daha fazla yarış kazanmış olsa da bu onun gibi bir pilot
için önemli bir şey değildi. 2. sezonunda da önemli bir anda en büyük rakibi
Jacques Villeneuve bir kaza yaşadı ve yarış dışı kaldı. Ancak kazadan sonra
yarışa devam eden Villeneuve bu yarışı ve sezon şampiyonluğunu kazanarak
Schumi’nin 2. sezonununda da beklediği şampiyonluğu alamamasına neden oldu. 3.
Sezonunda ise değişen kurallar ve Ferrari’nin ciddi gelişimi ve değişimi,
Schumi’nin sezon içinde Hakkinen ile yaşadığı müthiş çekişme ; her şey
Schumi’nin şampiyonluğu için iyi gidiyordu. Ta ki son iki yarışa kadar..
Schumi’nin sadece 6 puan çıkarabildiği bu yarışlardan, iki galibiyetle ayrılan Hakkinen, Schumi’ye son
dakika şakasını yapmış ve elinden şampiyonluğunu almıştı.
Rekorlar kırılmak
içindir!
Schumi her geçen sezon daha fazla hırslanıyordu ve bu da
onun sezon içindeki agresifliğini arttırıyordu. Bunun sonucunda ise 99
sezonunda İngiltere Grand Prix’inde bir kaza yaparak bacağını kırdı ve 6 yarış
kaçırarak o sezonki şampiyonluk hayalinin de sonuna gelmiş oldu.
Ancak tüm bu dönemlerin ardından artık Schumi’nin zirvedeki
yerini alma zamanı gelmişti. 2000 sezonuyla beraber Schumi ve Ferrari
durdurulamaz bir yükselişe geçmişti. Bu sezondan itibaren Schumi her sezon
kendini daha da geliştirerek, her sezon sonunda daha da yüksek puanlarla
şampiyonluğunu ilan etti ! 2000 sezonunda 41. Zaferini kazanıp efsane Aitor
Senna’nın rekorunu egale etti. Ancak her zaman soğukkanlılığıyla bilinen Schumi
bu yarış ardından basın toplantısında göz yaşlarını tutamadı ve hatta
ağlamaktan konuşamadı. Ayrıca Schumi’nin 2000 sezonunda kazandığı bu
şampiyonluk Ferrari’nin 21 yıl aradan sonra kazandığı ilk şampiyonluk olmuştur.
Bu da Schumi’nin Ferrari isminin yeniden hatırlanması adına yaptığı önemli
katkılardan biridir.
2001 sezonu ise Schumi için tamamen çok rahat bir sezondu.
Rakipsiz bir şekilde şampiyonluğu alırken aynı zamanda da tüm zamanların en çok
yarış kazanan pilotu olma ünvanını Alain Prost’tan devraldı. 2002 sezonunda
Schumi yaptıklarıyla büyüleyici bir performans ortaya koydu. Yapılan 17 yarışta
11 galibiyet, 5 ikincilik ve 1 üçüncülük elde etti ve her yarışta podyuma
çıkmayı başaran ilk ve tek pilot oldu. Ayrıca bir sezonda 11 yarış kazanarak bu
alandaki Nigel Mansell’in rekorunu kırmış oldu. Ayrıca tarihte ilk defa bir
pilot sezonun bitimine 6 hafta kala şampiyonluğunu ilan etmiş oldu ve bu da
Schumi’nin bir rekoru olarak tarihe geçti.
2003 sezonunda FIA’nın puanlamadaki değişikliği şampiyonluk
yarışının son ana kadar gitmesine neden olduysa da şampiyonluğun ismini değiştirmedi.
Schumi son yarışa kadar Raikkonen ile burun buruna bir yarış içindeydi ve son
yarışta kazanacağı 1 puan ona şampiyonluğu getirecekti. Her ne kadar Raikkonen
yarışı kazandıysa da Schumi 8. olup, 1 puanı almayı başardı ve bu sezondaki
şampiyonuğunu ilan etmiş oldu. Bu şampiyonluğuyla beraber Juan Manuel
Fangio’nun sahip olduğu en çok yarış kazanan pilot ünvanı da üst üste 4, toplam
da 6 yarış kazanan Schumi’nin oldu.
Ve Schumi’nin en parlak dönemini yaşadığı bu 5 senelik
sürecin son yılında da yine rüzgar gibi eserek kariyerinin üst üste 5. ,
toplamda da 7. ve son şampiyonluğunu kazandı. Ayrıca bu sezonda sezonu fırtına
gibi girerek, ilk 13 yarışın 12’sini kazanıp sezona en iyi başlama rekorunu da
kırdı. Ayrıca 18 yarışın 13’ünü kazanıp bu alandaki rekorunu da geliştirmiş
oldu. Daha sonra 2005 yılında özellikle Ferrari’nin kullandığı Bridgestone
lastiklerin Michelin lastiklerin performans olarak çok altında kalmasıyla
Schumi zirveden çok uzaklarda kaldı. Kazandığı 1 zaferle uzun bir aradan sonra ilk
kez bir sezonda 5 zaferin altında kalmış oldu. Ve Schumi’nin bu sezonla beraber
artık duraklama devresine girdiğini iddia edenler oldu. Ancak bir sonraki
sezonda ise Schumi hala ne kadar iyi durumda olduğunu gösterircesine bir
performans sergiledi ve şampiyonluğu son yarışa kadar çok ısrarlı bir şekilde
kovaladı. Ancak son yarışta hem kendi yaptığı hatalarla hem de Alonso’nun
tedbirli ve iyi sürüşüyle, Alonso’nun arkasında kaldı ve sezonu 2. bitirdi.
Ayrıca bu sezon içinde de açıkladığı gibi bu sezondan sonra 15 yıllık F1
kariyerine nokta koydu.
Bu dönemden sonra 2010 yılında Montezemolo’nun üstün
uğraşlarıyla Schumi Mercedes Gp ile anlaşma imzalayarak 4 sene sonra yeniden
pistlere döndü. Bu dönüşte onu destekleyen ve içindeki yarışma sevgisini takdir
eden bir kısmın yanında, artık yarışmak için çok yaşlı olduğunu ve var olan
şöhretini düşüreceğini söyleyerek karşı çıkanlar da vardı. Ancak Schumi sadece
yarışmak istediğini ve şöhretle ilgili hiçbir şeyi umursamadığını söyleyerek
anlaşmayı yaptı ve yarışmaya başladı. Ancak Schumi alışılmış çizgisinin çok
uzağındaydı ve istediği neticeleri alamadı ve Mercedes Gp’de geçirdiği 3
sezonda kendi geçmişine göre gayet başarısız sayılabilecek sezonlar geçirdi ve
geçen sene 2012’de Mercedes Gp’den de ayrılarak F1 kariyerini kesin olarak
sonlandırdı.
Bundan sonra daha fazla kendine zaman ayıran Schumi, birkaç
hafta önce yaşadığı talihsiz kaza ile tüm hayranlarını ve hatta tüm F1
hayranlarını üzdü.. Kayak yaparken düşen ve kafasını bir taşa çarpan Schumi,
hala hastanede yaşam savaşını sürdürmekte… Henüz 45 yaşında olan Schumi için
herkes dua ediyor ve bütün hayranlarının Schumi’den tek bir beklentisi var :
Son düzlükteki ataklarından birini yapmanın tam zamanı Schumi..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder