Türkiye’nin
en büyük, dünyanın ise sayılı derbileri arasında yer alan Galatasaray-Fenerbahçe
derbisi dün akşam oynandı ve mücadeleden Galatasaray 2-1 galip ayrıldı. Son yıllarda
oynanan derbilere göre daha sakin, gerilimden uzak geçen bir maç olduğunu
söyleyebiliriz. Mücadele başlamadan önce Galatasaray taraftarlarının kale
arkası tribününde yapmış oldukları koreografi muhteşemdi. Maç öncesi Fenerbahçe
cephesinde Sow, Emre, Volkan, Emenike gibi oyuncuların oynayıp oynamayacağı
hakkında soru işaretleri vardı. Galatasaray’da ise soru işaretleri sadece Burak
üzerindeydi ve Emre, Volkan, Emenike, Burak ilk 11’de başladılar.
Mücadeleye
ev sahibi Galatasaray tehlikeli başladı ve ilk 10 dakikada Fenerbahçe
defansının arasına atılan toplarla pozisyonlar buldu. Ancak 10. Dakikadan sonra
oyunda üstünlüğü ele geçiren, kendi evinde oynarmışçasına önde baskı kurup
sayısız pozisyonlar üreten bir Fenerbahçe vardı. Fenerbahçe’nin bu fırsatların
hiçbirini gole çeviremeyişinin en büyük etkisi olarak Sow’un oynayamaması ve
doğal olarak pozisyonların içerisinde Sow’un eksikliğini görmekteyim. Galatasaray’ın
iç sahada bu kadar oyundan düşmüş, bu kadar orta sahada pas yapamadığını,
doğrusu görmemiştim. Dzemaili ve Selçuk, sanırım yapmaları gereken pas
trafiğini yapamadı ve üstüne üstlük bir de gereksiz top kayıpları yaparak
rakibini Saraçoğlu’nda oynadığı gibi oynamasına bir anlamda izin verdi
diyebiliriz. Emre’nin 90 dakikayı kaldıramayıp oyundan alınacağını çoğu futbol
otoriteleri dile getiriyordu ve henüz ilk yarıda yerini Selçuk’a bıraktı. İlk
yarının en etkili fırsatını ise dakikalar 42’yi gösterdiğinde Emenike yakaladı.
Bu fırsattan da yararlanamayan Emenike ve takım arkadaşları soyunma odasına 0-0’lık
beraberlikle giriyordu.
2.
yarının hemen başında 54. Dakikada Bruno Alves, Torku Konyaspor maçında
Bekir’in kırmızı kart gördüğü hareketi tekrarladı ve o da kırmızı kartla
cezalandırılıp takımını 10 kişi bıraktı. Bu dakikadan itibaren taraftarlarının da
desteğiyle hareketlenen Galatasaray, akın akın Fenerbahçe kalesine gelip birçok
pozisyonlar üretiyordu. Tabi Fenerbahçe 10 kişi kalmış olabilir ama çok da
önemli pozisyonlar yakalad. Derken, Olcan’ın şutu direkten dönüyordu. Emenike
çıkıp, Hasan Ali girerken ilerleyen dakikalarda ise Dzemaili’yi oyundan
çıkartıp Umut’u oyuna alıyordu Prandelli. Maçın son 15 dakikasına girilirken
tempo biraz düşmüş ve oyun soğumuştu. Bu tabi ki Galatasaray’ın aleyhineydi.
Yorulan Olcan’ın yerine Emre Çolak girdi Galatasaray’da ve böylece her iki
takımın 1’er değişiklik hakkı kalmıştı. Emre Çolak’ın ortasıyla Umut’un kaçan
kafa vuruşu Galatasaray’ın maç boyu yakalamış olduğu en etkili pozisyondu. Kuyt
çıkıp Sow girerken, Galatasaray’da ise Melo çıkıp Hamit oyuna giriyordu ve tam da
bu değişiklikten sonra Galatasaray golü Sneijder’in müthiş şutuyla buluyordu. Arkasından
yine enfes bir Sneijder golüyle Galatasaray zorlandığı maçın son dakikalarına
2-0 önde giriyordu tam maç böyle bitiyor derken Fenerbahçe Alper ile golünü
buluyor ve maçın skorunu tayin ediyordu: Galatasaray 2-1 Fenerbahçe.
Yazımı şu ilginç istatistikle noktalamak istiyorum. Galatasaray,
Sneijder’in gol attığı 19 maçın 18’ini kazanmış, 1 maçtan da beraberlikle
ayrılmış. (2-2 biten Bursaspor maçı)
Ahmet Vardi
Fırat Üni. Makine Mühendisliği
ahmtvrd@hotmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder