Son Yazılar

Futbol

basketbol

diğer sporlar

14 Ekim 2014 Salı

Dünyanın En Şanslı Topluluğu: Strømsgodset IF Tribünleri

  Bazı anlar oluyor ki takımınızın teknik direktörü  20-21 yaşlarındaki futbolcuları oyuna alınca veya direk ilk 11’de başlatınca ‘’İyi ya baksana hoca gençlere şans veriyor helal olsun’’ diyoruz. Hepimiz biliyoruz ve görüyoruz ki biz gerçek futbol severler futbolun sadece sonuç yönünü değil de bazen farklı yönlerini yaşamayı daha çok seviyor ondan daha çok haz duyabiliyoruz. Bunların başında da şüphesiz genç bir futbolcunun gelişimine şahit olmamız geliyordur. Daha piyasaya yeni yeni çıkıyorken izlediğimiz bir futbolcunun ileride adının fazla duyulması, zamanı geldiğinde bir yıldıza dönüşmesi, ‘’Ben bunun futbola başladığı zamanı bilirim belliydi be yıldız olacağı’’ şeklindeki gururla karışık hislerimiz bu sektörde bize adanmış en büyük hazlardan birisi. En basitinden bizler Football Manager oynarken bile daha yetenekli abileri dururken potansiyeli var diye o genç yıldızları oynatıp maçı keyifle izlemiyor muyuz ? Hele bir de skora katkı verdiği o tarifsiz anları düşünün.




   İşte bir topluluk var ki: Strømsgodset IF tribünleri, daha 15 yaşındaki - yani kafanızda biraz daha yer etmesi amacıyla açıklayayım: ülkemizde 15 yaşındaki çocuklar liseye başlıyorlar- Martin Odegaard’ın gelişimine canlı canlı şahit oluyorlar. Biz 20’lik futbolcularımıza genç gözüyle bakarken onlar ise 15 yaşındaki çoğunun belki çocuğundan bile küçük biriyle kendilerinden geçiyorlardır eminim. Takım şu anda 6. sırada ama dünya basınında bile artık adı bu kadar anılan bir ismin varlığı bence her şeyi unutturuyordur. Norveç tarihinin en pahalı transferi rekoru 4,25M Euro ile Alanzinho’da idi ama Odegaard'ın daha 15 yaşındaki haline söylenen rakamlar bu transfer ücreti rekorunu tarihe gömecek ve belki de genç Martin kulübüne geleceği kurtaracak paraları kazandıracak.



  Odegaard'ın yürüyüşü sadece kulüp kariyeriyle de sınırlı değil, bildiğiniz gibi aynı zamanda o bir milli takım oyuncusu. 14 yaşından 9 ay aldığından Norveç U15 ile başlayan milli takım kariyeri sırasıyla U16, U17, U21 ile devam etti ve Odegaard U15 milli takımına çağrılmasının üzerinden sadece 11 ay  geçtikten sonra A Milli oldu. İşin başka bir boyutuna bakarsak bu 15 yaşındaki kardeşimiz şimdiye dek kulübünde 3 gol, 6 asistlik bir performans sergiledi. Şimdi size sorum: Tuttuğunuz takımlarda en son hangi oyuncunuz bir sezon boyunca gol ve asist anlamında takımına 9 gollük bir katkı verebildi ?



   Belki bizden 4200 kilometre uzakta bir yerde, belki onun gelişimine çıplak gözle tanıklık edenler kadar şanslı değiliz ama biz de Odegaard’ın gelişimini yakından takip ediyor, bu yaşta bir çocuğun bu tarz başarılar elde etmesine çok seviniyoruz. Çünkü bizler daha genciz daha hikayelerimizi anlatacağımız bir çocuğumuz da yok. Fakat düşünsenize bundan 10 yıl sonra, Odegaard 25 yaşında, sevdiği takım olduğundan dolayı söylüyorum: Liverpool’da Gerrard efsanesinden sonra onun tahtına oturmuş ve mükemmel oyunu, harika oyun görüşüyle herkesin dilinde. Çocuğunuzla bir gün oturuyorsunuz, çocuğunuz yeni yeni futbola ilgi duymaya başlıyor ve tam o sırada bir Liverpool maçına denk geliyorsunuz ve başlıyorsunuz çocuğunuzla izlemeye. Çocuğunuzun ilgisini tam Odegaard çekiyor ki inanılmaz bir hisle başlıyorsunuz anlatmaya; ‘’Bu Odegaard’ın futbola başladığı zamanı bilirim ben..’’




                                                                                            Sinan CÖDEL 
                                                                Twitter: @futbol_gozlem 











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Murat Çolakoğlu Murat Çolakoğlu