Son Yazılar

Futbol

basketbol

diğer sporlar

4 Ekim 2014 Cumartesi

Besyocu Musunuz ? Olmasanız da Olur


Spor akademilerini bir ‘Besyocu’ olarak biraz bilgi biraz da tecrübeyle anlatmaya çalıştım. Öncelikle ‘Besyocu’ kelimesiyle başlayalım. BESYO aslında Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu kısaltmasıdır. Ve burada eğitim gören öğrenciler kendilerine besyocu der. O kadar yaygın bir terim olmuş ki diğer fakültedeki öğrenciler de bu terime artık alışmıştır. Türkiye’deki üniversitelerde yaygın olarak beden eğitimi ve spor yüksekokulu diye geçerken; Anadolu üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Gedik Üniversitesi gibi okullarda 'Spor Bilimleri Fakültesi’ şeklinde geçer. Bu isimlerin farklı olması pek bir değişiklik yaratmıyor nedeni ise  besyoların fakülteleşme durumunda olması. Bu yüzden henüz birkaç okulda spor bilimleri fakültesi şeklinde. Bu okullara girebilmek için, üniversite sınavından belli bir bir puan alarak yetenek sınavına girmeye hak kazanmak, yetenek sınavını da okulun belirlemiş olduğu kurallara göre belli bir saniyede parkuru bitirerek girilebiliyor.

Besyolarda genel olarak dört bölüm var. Beden eğitimi öğretmenliği, antrenörlük, spor yöneticiliği ve rekreasyon. Ancak hiçbir öğretmenlik bölümünde, öğretmen adayının eline kahve verilip; ‘Hadi çocukları bahçede bırak izle’ öğretilmez. Yada bir antrenör adayına; ‘Bak bu basketbol topu, çocuğa dribling yaptır iki de göğüs pas tamam.’ Hiçbir yönetici adayına; ‘Transferleri iyi yap bak topa tutarlar seni’ denmez. Rekreasyon öğrencisine de ‘Şimdiden bünyesi iyi bir hotel bul, animasyona giderken rahat olur.’ denmiyor arkadaşlar.

Bizlere yaklaşılan bir ön yargı var. ‘Çok iyi ya atlayıp zıplayıp sınav oluyorsunuz. Yüzüyorsunuz koşuyorsunuz puan alıyorsunuz.’ Ahh keşke öyle olsa. Emin olun ki ders notu bu şekilde daha yüksek gelir. Ancak bu uygulamaların yanında bir de teorileri var öğretilen. Anatomi, kinesyoloji, fizyoloji, spor beslenmesi, spor sağlığı, sporda beslenme, sağlık, ilk yardım, antrenman bilimi… Bu dersler ise bir kaçı atlayıp zıpladıklarımızın yanında. Az önce bahsettim ya hiçbir adaya denilmeyen şeyleri, işte bize bahsedilen konular bu saydıklarım. Ancak işini yapmayan, tembel insanlara denk gelince bu şekilde ön yargı oluşuyor.

Bir de besyo öğrencileri var. Genelde diğer öğrenciler tarafında biraz kıskanılırlar. Sırtlarında tenis raketiyle dolaşan, spor ayakkabıları, su, muz ve abur cuburları çantalarından eksik olmayan tiplerdir. Eşofman giymek onlar için dünyanın en zevkli olayıdır. Ancak ana kampüse gittiklerinde diğer öğrenciler o eşofmanlara pijama gözüyle bakar. Ancak hiçbir besyocu bunu umursamaz hatta ‘Topuklularla düşersen sana ben koşar yetişirim zalımın kızı’ esprileri de dönmez değil.  Geneli heyecanlı tiplerdir belki tezcanlı daha uygun bir terim olur.

Tabii ki tesisleri vardır. Dersine göre oluşturulmuş spor salonları, yüzme havuzları, tenis kortları, stadyum ve atletizm pisti, fitness ve dans salonları şeklinde. Ancak ülkemizde ne kadar yeterli…

Sizlere kısaca ‘Besyo’ kavramını açıklamaya çalıştım. Biraz sitemkar biraz günümüzden. Şöyle de bir gerçekle bitirmem gerekirse: İnsanların hobi olarak yaptığı şeyleri, iş olarak  yapmayı sağlayan bölümdür besyo.

Şeval Kaygusuz
Kocaeli Üniversitesi Beden Egitimi ve Spor Ögretmenligi
sevalkaygusuz@gmail.com
Twitter : @sevalkaygusuz


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Murat Çolakoğlu Murat Çolakoğlu