Geçen haftaki yazımda geçen senenin
şampiyonundan söz etmişken, bu hafta da bu senenin normal sezonunu ilk sırada
bitiren ve açıkçası küçük çaplı bir sürprize imza atan Los Angeles Angels of
Anaheim’den bahsedeceğim.
L.A Angels of Anaheim Amerikan Ligi’nin
Batı Klasmanında yer alır. MLB’deki bir çok takımın kuruluşu 1900’lerin başına
dayanır ancak L.A Angels of Anaheim, 1961 yılında kurularak, onlara nazaran
daha genç bir takımdır. Aslında isim hikayesine bakacak olursak, daha önceleri
beyzbol alt liginde mücadele eden ve kuruluşu çok öncelere dayanan bir Los
Angeles Angels takımı vardı. Ancak Gene Autry bu takımın MLB’de yer almasını
isteyerek bu takıma yatırım yapar ve isim haklarını o zamanın parasıyla 350.000
dolara satın alıp, L.A Angels’ı bir MLB takımı haline getirdi. Gene Autry ile
devam eden 36 yılın ardından, 1997 yılında
The Walt Disney Company takımın tüm haklarını satın aldı ve takım için
sportif anlamda çok daha başarılı bir dönemin kapıları açıldı. Bu süreçte
takımda isimle ilgili çeşitli değişiklikler yaşandı. Los Angeles
Angels(1961-1965), California Angels(1966-1996) ve Anaheim Angels(1996-2004)
gibi.. Ancak 2004 yılında Los Angeles ve Anaheim şehirleri ortak bi yatırımla
kulübe 110 milyon dolar gibi bir katkıda bulunarak ismine bugunkü haline getirmek
konusunda anlaştılar ve şu anda takımın adı “Los Angeles Angels of Anaheim”dır.
L.A Angels of Anaheim maçlarını 45.483
kişilik Angel Stadium of Anaheim’da oynamaktadır. Bu kapasite ile ligin en
büyük 10. ballparkına sahiptirler. Aynı yerde daha önce de Angels’a ait bir
ballpark varsa da The Walt Disney Company kulübü satın aldıktan sonra yeni bir
ballpark inşa ettirdi. Bu yeni ballpark 1997-1998 yılları arasında yapıldı ve
yaklaşık 171 milyon dolara mal oldu. Bu yeni ballparkın açılış maçında L.A
Angels of Anaheim 1 Nisan 1998’de New York Yankees’i 4-1 yenerek yeni
ballparkında iyi bir başlangıç yaptı. Her ne kadar play-off’a dahi yükselememiş
olsa 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllarında her sezon ortalama 40.000 taraftarın
önünde maçını oynamıştır ve bu alanda Yankees’den sonra 2. konumda
bulunmaktadır ve bu da sahip olduğu taraftar desteğini ortaya koymaktadır.
Sportif anlamda L.A Angels of Anaheim’a
bakarsak, 1900’lü yıllarda yani The Walt Disney Company takımı satın almadan
önceki periyotta, takım adına pek parlak başarılar yoktur. Ancak özellikle
2000’li yıllar Angels için sportif anlamda başarılı sayılabilecek bir
dönemdir. Kazandıkları 8 Batı Klasmanı
galibiyetlerinin 5’i 2000’li yıllarda geldi. Özellikle bunları 2004, 2005, 2007,
2008 ve 2009 yıllarında kazandıklarına bakınca ne kadar baskın bir dönem
geçirdiklerini görebiliyoruz. Ayrıca tarihlerinde kazandıkları tek Dünya
Şampiyonluğu da 2002 yılında yani yine 2000’li yıllarda geldi. 2009’dan sonra
yaşanan bir kaç yıllık duraklama döneminin ardından bu yıl yine normal sezonda
fırtına gibi esen Angels’ın play-offlarda neler yapabileceğini ve 2002 yılında
yaptıklarını tekrardan yapıp yapamayacaklarını hep birlikte göreceğiz. Angels
taraftarları her ne kadar diğer MLB büyükleriyle (New York Yankees, Boston Red
Sox, Oakland Athletics ) yaptığı maçları da önemsese de, onların için derbi,
Los Angeles’in bir diğer takımı olan Los Angeles Dodgers ile yapılan maçlardır.
Los Angeles yakın 2 bölgesinde yer alan bu 2 takımın derbileri “Otoban Serisi”
olarak adlandırılır. Çünkü bu iki takımın sınırlarını ayıran yol, I-5
Otobanıdır ve bu yüzden derbilere de bu isim verilmiştir.
Bu sene Los Angeles Angels of Anaheim’i bu
kadar başarılı bir şekilde normal sezonu bitirmeye götüren kadroya bakarsak,
öncelikle gözümüze çarpan isim tabi ki de Mike Trout olacak. Dış alan
savunucusu olan Mike her MLB izleyicisinin yaptığı çok zor yakalayışlarla
hafızasında yer etmiş bi oyuncudur. Daha henüz 23 yaşında olan Mike MLB’de
geçirdiği 3 senede Angels’a gerçekten çok önemli katkı vermiştir ve mücadeleci
yapısıyla taraftarın en büyük favorisidir. Ayrıca bu sene daha once hiç MLB’de
oynamamış ancak alt liglerde ve 2011 ülkeler arası beyzbol dünya şampiyonasında
Amerika milli takımında başarıyla mücadele etmiş Matt Shoemaker’ı getiren
Angels, ondan hiç ummadıkları kadar iyi bir katkı aldılar. Bir senede takımın 3.
atıcısı konumuna gelen Matt de bu sezonun önemli kahramanlarından biri oldu.
Ancak Angels’ın atıcılarına baktığımızda önemli 2 isim göze çarpıyor.
Kariyerlerinde 1000’den fazla strike-out bulunan eski Rangers’lı C.J Wilson ve
yıllarını Angels’a vermiş Jered Weaver bu takımın hem en tecrübeli hem de en
önemli 2 ismi. Ve tabi ki Angels’ın oyuncularından bahsedersek de takımı
buralara getiren Albert Pujols ve Josh Hamilton’un adını anmazsak olmaz. Albert
yakın alan savunmasında, Josh da aynı Mike gibi dış alan savunmasında önemli
işlere imza atan ve ayrıca takımın en iyi vurucularından 2’si olarak da bu
takımın başarısında önemli rol oynayan oyunculardır.
Artık yavaş yavaş Play-offlara
başlayacağımız bu dönemde hep birlikte izleyip Los Angeles Angels of Anaheim ve
oyuncularının dünya şampiyonluğu yolunda neler yapabileceklerini göreceğiz.
Yine bu yazımı da her gün MLBTV’de bir
maçın ücretsiz olarak yayınlandığını hatırlatarak ve bu haftadan izlemeye değer
maç tavsiyesi yaparak bitireceğim.
Artık yavaş yavaş normal sezonun sonuna yaklaşılırken play-offlara gidecek
takımlar da belli olmaya başladı. Ancak Ulusal Lig’in Merkez Klasman’ında
normal sezonun bitmesine 4 maç kala hala daha St. Louis Cardinals ile
Pittsburgh Pirates arasında kıyasıya bir mücadele devam ediyor. O yüzden bu
hafta sonu onların maçlarını takip ederek bu heyecana dahil olmak mümkün. Pittsburgh
bu haftasonunu Cincinnati Reds deplasmanında geçirecek ve 27 Eylül’de saat
03.10 ve 20.05’te, 28 Eylül’de ise saat 20.10’da bu mücadeler oynanacak. St.
Louis Cardinals ise 27 Eylül’de 04.40’ta, 28 Eylül’de 03.10’da ve 11.10’da
Arizona Diamondbacks ile mücadele edecek. Bu mücadeler sonucunda da hangi
takımın play-offa ilerleyeceğini hep birlikte göreceğiz. Şimdiden iyi seyirler!
Yeni yazılar için takipte
kalın!!
Ertunç GÜZEL
İTÜ Makine Mühendisliği Öğrencisi
Mail Adresi: ertuncguzel@windowslive.com
Twitter : @ertuncella
Twitter : @ertuncella
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder