Son Yazılar

Futbol

basketbol

diğer sporlar

15 Ağustos 2014 Cuma

Süleyman Seba'yı Unutturalım mı ?

Sadece Beşiktaş değil, Türkiye "Derviş"ini kaybetti.


Vefat haberi geldikten sonra gece yarısına kadar NTVSpor'un özel yayınını takip ettim. Süleyman Seba dönemine şahitlik etmiş olan, o yılları birebir O'nunla omuz omuza yaşamış  taraftarların, futbolcuların, gazetecilerin, yöneticilerin peş peşe canlı yayına bağlanarak anlattıkları açıkçası bana ağır geldi. Benim de dahil olduğum 1990 ve sonrası doğan kuşak bu kadar nezakete bu kadar centilmenliğe bu kadar çalışkanlığa bu kadar iş ahlakına bu kadar sadakate alışık değiliz. Seba, Beşiktaş başkanlığını bıraktığı yıla kadar çoğumuz sokakta iki taş veya tenekeden yaptığımız kaleler arasında top koşturan kürdan bacaklı, sümüklü çocuklardık. Dolu dolu, hissede hissede yaşayamadık O'nun Türk futbolu içerisinde aktif olduğu yılları. Biz Seba'yı okuduklarımızdan, izlediklerimizden, anlatılanlardan biliyoruz. Gariptir ki bu yetiyor; tuttuğumuz takım ne olursa olsun, Seba'nın Beşiktaş'ı sevdiği gibi biz de Seba'yı seviyoruz.

'Bir daha onun gibisi asla gelmeyecek'ler listesinin en tepesine, kalbimizdeki futbol saraylarının tam ortasına koyduk, cennete uğurladık sevgili Seba'yı. Ali Ece'nin söylediği gibi O'nu anlatmaya ne dilim ne edebiyatım yeter.Bırakalım şairler anlatsın onu, yazarlar methiyeler dizsin namına, Beşiktaşlı taraftarlar meşaleler yaksın O'nun Beşiktaş aşkına. 

Efsane başkanı saygı ve rahmetle anıyor, Türk futboluna baş sağlığı diliyorum.

İki gündür sosyal medyayı, televizyonu dikkatle takip ediyorum. Seba'nın vefat haberi geldiğinde Spor Mühendisleri'nden yazar arkadaşım Murat Çolakoğlu ile birlikte evdeydik. Twitter'dan "acının rengi olmaz" ifadesini aratmasını söyledim. Tahmin ettiğim gibi kısa süre içerisinde binlerce insan aynı cümleyi yazmış. Liste aşağıya doğru uzadıkça uzuyor.

Her zaman direkt ve açık konuşmaktan yanayım. Duyguların, düşüncelerin olduğu gibi yansıtılmasından. Çok iyi biliyorum ki herhangi bir futbolcu din ile ilgili vatan-millet ile ilgili bir fotoğraf paylaştığında yorumlarda altına üşüşen "adamsın"cı güruh gibi, "acının rengi olmaz" güruhu da tamamen koca bir yalandan ibaret. Günümüzün, çağın gerektirdiğini uygulamaktan geri duramıyor insanımız. Süleyman Seba vefat etmiş, Twitter'a Facebook'a bir şey yazmadan olur mu hiç? Olmaz! Herkes patır patır döşenmiş taziyelere senin ne eksiğin var. Takipçilerin ne der sonra?

Dünya güzeli insan, o mükemmel adamın istediği, derdi trend topic olmak falan değildi, neydi?


"Son gün olmasın dostum, çelengim, top arabam,
Alıp beni götürsün, tam 4 inanmış adam"

Ancak sizlerin arasından o 4 adam çıkar mı? Şüpheliyim.

Hissetmiyorsan, yürekten ve gerçekten hissetmiyorsan popülistlik yapma arkadaşım. Sen baş sağlığı dilemeyiver. Eksik kal. Yüreğinin yerine klavyen konuşacaksa sonsuza kadar kapat çeneni lütfen. Konuyu biraz daha açmak gerekirse:

-Rakip takımın futbolcusunun ya da taraftarının onu büyütüp bugünlere getiren annesine, babasına, biricik evladına bebeğine, eşine hayat arkadaşına karısına ağzına ne gelirse söven,

-Otobüs yakmaktan, taş atmaktan, sahaya ne olduğu belirsiz onlarca yaralayıcı hatta öldürücü madde atmaktan haz duyan,

-Yenildiği rakibini tebrik etme erdeminden aciz,

-Rakip futbolcu sakatlandığında oh çeken hiçbir TARAFTAR,

-Rakip takım yöneticisiyle aklı tam olarak yetmeyen çocukların bile kullanmayacağı dilde kavga eden,

-Rakip takım taraftarlarıyla kavga eden,

-Rakip takım ile aradaki husumeti artırarak kendi taraftarına şirincilik oynayan,

-Gazetecileri, futbolcuları, teknik direktörleri tehdit eden,

-Yenildiği rakibini tebrik etmekten aciz,

-Onlarca taraftarı kaosa ve kavgaya sürükleyen hiçbir YÖNETİCİ,

-Rakip futbolcunun ekmek parasını kaybetmesi pahasına ayaklarına tekme ile giren,

-Kendi taraftarına şirin gözükmek için rakip futbolcuyu aşağılayan, küfre varan sözler söyleyen ve eylemler gerçekleştiren,

-Yenildiği rakibini tebrik etmekten aciz hiçbir FUTBOLCU

-Ve tüm bu gerilimden kendine hisse kapmaya çalışan hiçbir GAZETECİ

Benim futbol ve spor görüşüme göre Süleyman Seba'nın adını ağzına almayı da onun adını klavyesinden bol keseden yazmayı da hak etmiyor, etmeyecektir. Kim ne derse desin, açık ve net olan bir şey var ki yeni sezonun ilk başlama düdüğü çaldığı andan itibaren ne Süleyman Seba'yı hatırlayacak bu "acının rengi olmaz" güruhu ne Özhan Canaydın'ı ne Baba Hakkı'yı ne de Türk futbolunun centilmen, saygılı, ahlaklı güzide adamlarından herhangi birini.

İlk düdük çaldıktan sonra kavga kaldığı yerden devam edecek. Gürültü patırtı, karşılıklı demeç savaşları, ahlak yoksunu açıklamalar, bel altı vurmalar, çirkeflikler tüm hızıyla yoluna devam edecek.

Seba'nın ardından O'nun beyefendiliği O'nun futbol aşkı, O'nun rakiplere saygısı sevgisi üzerinden yorumlar yapan tüm futbolcular, yöneticiler, gazeteciler, taraftarlar Seba'nın ölümünün yıl dönümleri haricinde Seba'nın o saf o temiz duygularını o ahlakla bezenmiş hareketlerini o arı gibi çalışkanlığını akıllarına bile getirmeyecek. Acı olan ve gerçek olan budur.

İtirazı olanı şöyle alayım:

Tabi ki de Türkiye'de sadece 4 takım yok ancak Türk futbolunun (sözde) lokomotifleri onlar ya, bu yüzden Aziz Yıldırım, Ünal Aysal, Fikret Orman ve İbrahim Hacıosmanoğlu'na çağrıda bulunuyorum. Gelenekselleştirmek üzere bir turnuva düzenlensin her yıl aynı zamanlarda. Öyle göstermelik kola siyah bant takma ile geçiştirmek yok! Bu dört takım futbolcuları tüm maçlara rakip takım formalarıyla çıksınlar. Volkan Demirel Galatasaray, Selçuk İnan Fenerbahçe, Olcay Şahan Trabzonspor, Onur Kıvrak Beşiktaş formalarını giysin ve öyle oynansın. Bir an düşündün ve düşüncesi bile korkunç geldi değil mi ?

Ama Metin Oktay'ın Fenerbahçe forması, Can Bartu'nun Galatasaray forması giydiği zamanı ballandıra ballandıra anlatmayı pek seversin.

Ya da sen Fenerbahçeli, Galatasaraylı, Beşiktaşlı, Trabzonsporlu kardeşim. Gel bir halı saha maçı yapalım ve sen tutmadığın takımın formasıyla ben de tutmadığım takımın formasıyla (hoş, ben takım tutmuyorum ya gerçi işim kolay) oynayayım. Değil Volkan Demirel'i Galatasaray formasıyla görmek, halı sahada o takımın formasını bile giymekten iğreniyorsun değil mi?

Sonra gelmişsin burada Twitter'dan Facebook'tan "vay efendim Seba ne centilmen adamdı" "yok efendim Seba rakip üzülmesin diye uçakta şampiyonluk kutlatmadı".

Ne kendinizi ne de kimseyi kandıramazsınız. Konuşmaktan öte bir adım atın da herkes görsün. Bu centilmenlik bu çalışkanlık bu ahlak hayranlığınızı eyleme dönüştürün işte o zaman ikna olalım. Öyle ikna edin ki bizi Süleyman Seba'yı unutturalım. Onun güzelliği onun yaptığı onun kazandırdıkları onun başarıları gölgede kalsın, sizleri konuşalım.

Var mısınız? 

BAL GİBİ YOKSUNUZ!

ANIL GÜLER
Soru, görüş, eleştiriler için: anilguleritu@gmail.com
Twitter: @anilgulerr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Murat Çolakoğlu Murat Çolakoğlu