Son Yazılar

Futbol

basketbol

diğer sporlar

22 Ağustos 2014 Cuma

BİRİ GİDER, BİRİ GELİR ALDIRMA GÖNÜL ALDIRMA!


Öncelikle herkese merhaba. Kısa bir yaz tatili arasından sonra gündemi takip eden ve bazı konularda zihin açan bakış açılarımızla tekrar yazılarımıza başladık.

Bu yazımda son zamanlarda basında Ersun Yanal’ın istifası ile başlayan tartışma konularına farklı bir açıdan yaklaşmaya çalışacağım. Kimine göre “Azizsilin”in tekrar gün yüzüne çıkması bu yaşanan olay. Ya da kimilerine göre de kurumsal kimlik diye ortalarda gezinen çoğu yöneticinin insanların zihinlerine soktuğu uzun süreli teknik direktörle çalışma mantığının bir türlü oturmaması.

Bu iki başlıktan beni kurumsal kimlik başlığı daha fazla cezbediyor. Biraz bu konunun üstünde durmak istiyorum.

Evet, Ersun Yanal, Aziz Yıldırım’ın 16 yıllık hükmündeki Daum’un çift gelişi 2 diye sayılır ise 15. hoca idi. Geçen sene futbol otoriteleri tarafından kimi zaman eleştirildi kimi zaman takdir edildi. Fakat ne oldu ise sezon başında kulüp içinde yaşanan bir gerilim Fenerbahçe’de Ersun Yanal döneminin sonu oldu.

Buradan iletelim sesimiz duyulur mu bilenmez ama İsmail Kartal’a biz de başarılar dileyelim.

Peki Ersun Yanal bu takımda geldiği sene şampiyonluk yaşamış ve açılan puan farkıyla beraber lig sonuna yaklaşılmışken rahat bir şekilde ipi göğüslemiş bir takımın teknik direktörü olarak takımdan ayrılmalı mıydı yada ayrılığa zorlanmalı mıydı?

Burada biraz kulübün yapısı devreye giriyor sanırım ya da ligimizin yapısı. Gelişen dünyada futbol göze hoş gelen spor aktivitesi olmaktan çıkıp endüstriyel futbol olarak tanımlanan günümüz halini aldı. ( Endüstriyel futbola bir bakış açısı olarak merak edenler Ahmet Vardi arkadaşımızın yazısına bir göz atabilir: http://spormuhendisleri.blogspot.com.tr/2014/08/endustriyel-futbol-deyince.html ). Bu yeni hal başarı hedefli bir planlamaydı. Yani bize yıllardır anlatılmaya çalışılan kurumsal kimlik tanımlaması belki de hiç uygulanamadan ülkemizde kaldırılmak zorunda kaldı.

Kurumsal kimlikle ülkemizde hep sürdürülebilirlik amaçlandı. Yani M. United’la 25 yılını dolduran Sir Alex Ferguson örneği raflardan hiç eksik olmadı. Burada başarı da sağlandı dendiği zaman ise hemen örnek olarak uzun yıllardır elle tutulur bir başarı sağlayamamasına rağmen hala Arsenal’in başında olan Arsen Wenger verildi.

Fakat bu örnekler istisnaydı! Bu konuda kendimizi kandırmayalım. Fenerbahçe özelinden ayrılarak ülke futboluna göz atarsak, kulüplerimizin her sene ayakkabı değiştirir gibi teknik direktör değiştirdiklerini göreceksiniz.
Aslında bu sadece ülkemizde olan bir durum değil. Barcelona bu yıl başarısız bir sezon geçirdi ve teknik direktörünü değiştirmek zorunda hissetti kendisini. Takımına yetersiz gördü ya da başaramayacağına inandı ama sonuç olarak teknik direktör değişti.
Zaten başarıda bu işlerde tek faktör olmadı. Real Madrid’te geçen sezonlarda Capello başarılı olsa da gönderildi.
Bu iki örneği olabildiğince herkesin gözü önünde olan örneklerden seçmeye çalıştım. Ki M.United’da Ferguson örneği veren birinin bir sezonda başarısız olduğu için yollanan Moyes ismini unutmamasını rica ederim.

Peki günümüzde bu işler nasıl işliyor biraz da buna değinmek isterim.
    1-   Başarılı olma gereği. Kupa kaldırılmalı ve şampiyonluklar kazanılmalı. (R.Madrid’in başında P
 ellegrini güzel futbol oynatsa da başarılı olamadı ve takımdan ayrıldı.)

    2-   Güzel futbol oynanmalı. Kupalar alınsa da müşteri gözüyle bakılan seyirciler memnun edilmeli. (M.City şampiyon olsa da Mancini takımla yollarını ayırmak zorunda kaldı.)
    3-   O kulübede oturan adam her türlü saygı değer olmalı. Saçmada olsa yaptıklarına itiraz edilmemeli. (Ersun Yanal’ın gördüğü saygı her zaman tartışıldı.)

Yani günümüzde total futbol birçok seyircinin hayallerin de olduğu gibi pembe düşlerden ibaret değil.

Olmalı mı?

Evet olmalı. Nasıl Arda Turan hep Galatasaray’la anılıyorsa ya da Volkan Demirel Fenerbahçe’nin her anlamda kalesi ise ya da Onur Kıvrak Trabzon’un dik duruşunu simgeliyorsa Beşiktaş’ta başkan denilince ilk akla Süleyman Seba geliyorsa ülkemizde teknik direktörlerde kulüplerle özdeşleşebilmeli.

Ama endüstriyel futbol, sürdürülebilir başarı gibi çoğumuzun aşina olduğu kavramlar bu hayalleri bir süreliğine daha raflarda ki yerlerine sürüklüyor.

O zaman gelin beyin fırtınası yapalım. Sivri dilli Halilhodzic bir başkan değişikliği ile koltuğu bırakmak zorunda kalır mı? Bizim ülkemizde neden olmasın ;)




Ahmet Erdoğan
Kocaeli Üniversitesi Metalurji Malzeme Müh.
amet-erdgn@hotmail.com
Twitter : @ameterdgn

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Murat Çolakoğlu Murat Çolakoğlu