Veli Kavlak… Beşiktaş’ın en amiyane tabirle orta sahadaki dinamosu, taraftara “Veli Kavlak’ın askerleriyiz!” mottosunu benimsettiren, aynı zamanda yaptığı işler yeni yeni takdir görmeye başlamış, yukarıda bahsettiğim tabulardan nasibini fazlasıyla almış ve onları emin adımlarla birer birer yıkan adam.
Takvimler 2011 yılının Haziran ayını gösteriyordu Veli Kavlak, Tanju Kayhan ve Burak Kaplan ile birlikte Nevzat Demir Tesisleri’nde kendisini Beşiktaşlı yapan sözleşmeyi imzalarken. Rapid Wien’den Veli ile birlikte gelen Tanju Kayhan “Hulk’ u durduran adam”, Bayer Leverkusen’ den alınan Burak Kaplan ise “Yerli Quaresma” etiketleriyle Beşiktaş’ın yolunu tutarken Veli, içlerinde en fazla profesyonel maça çıkmış ve Avusturya milli takımının formasını da giyiyor olmasına rağmen aynı zamanda en sessiz sedasız gelen oyuncu oluyordu. Aslında o günlerden belliydi kıymeti bilinmeyen adam imajı.
Avusturya’da forma giydiği dönemlerde oyunun ofansif kısmında hatta daha fazla kanatlarda oynayan Veli, Türkiye’ deki ilk röportajında asıl mevkiim orta sahanın ortası ve ön libero diyerek herkesi şaşırtıyordu. Carvalhal yönetimindeki Beşiktaş’ta o sezon toplam 48 maçta forma giyen Veli, tam da söylediği gibi orta sahanın ortasında mücadele ediyordu. Mücadeleci, agresif futbolu bir taraftan beğenilirken diğer taraftan çatlak sesler de çıkmıyor değildi: Beşiktaş’ın topçusu değil, koşmaktan başka bir işe yaramıyor... Veli ise bu çatlak seslere aldırış etmeden futbolunu bildiği gibi oynamaya devam ediyordu. 2012-2013 sezonuna Samet Aybaba yönetiminde “FEDA” parolasıyla giriş yapan Beşiktaş’ta Veli, inişli çıkışlı bir performans gösteren takımın en önemli parçalarından birisi olmayı başarıyordu. Belki çok fazla gol atmıyor veya attırmıyordu ama dikkatli futbol izleyicisi onun saha içindeki faydalı futbolunu görebiliyordu. Bazı çevreler Veli ara paslarını atarken, pres yapıp top kazanırken kafasını çevirmeye, hatalı bir pas verdiğinde veya kötü bir şut attığında ise birden belirip eleştirmeye devam etse de bu kalıp düşüncelerin yavaş yavaş yıkıldığının herkes farkına varıyordu. Bu sezona geldiğimizde ise Veli artık neredeyse tüm taraftarların gözünde “sadece koşan yeteneksiz oyuncu” statüsünden “Beşiktaş ruhunu sahaya yansıtan oyuncu” statüsüne yükselmeyi başardı. Saçları uzamaya, imajı her geçen gün kafamıza biraz daha kazınmaya devam ederken Veli de her geçen gün futbolunu geliştirmeye, kazandığı topları etkili kullanmaya, sağ ayak sol ayak fark etmeksizin sert şutlarıyla kalecileri tehdit etmeye devam ediyor. Onu eleştirenler ise şu sıralarda pek ortalıkta gözükmüyor… Ha unutmadan “Hulk’u durduran adam” Elazığspor ile birlikte kümede kalma mücadelesi verirken “Yerli Quaresma” ise Almanya alt liglerinin derinliklerinde futbol mücadelesi veriyor.
Twitter : @uslusercan1903
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder