Ayrılıklar Değişmez

Hayatın en acımasız gerçeklerinden biridir vedalar. Hem veda edene hem geride kalanlara acı verir çoğunlukla. Gönüller razı olmasa da bazen, iki taraf da farkındadır artık ayrılık vaktinin gelip çattığının. Yeşil sahalarda da vedalara rastlarız sıklıkla. Hele bir de uzun yıllar emek verdiği, formasını terlettiği biricik kulübüne veda edenler vardır ki onlar için ayrılık vaktinde duygular daha da yoğun bir hal alır. Son kez takımla birlikte stada gelirler, soyunma odasının havasını son kez solurlar, son maç konuşmasını yaşarlar ve tünelden çıktıklarında onları bekleyen kalabalığı son kez selamlarlar. Onlarca hatta yüzlerce kez yaptıkları bu rutin hareketler o veda gününde bambaşka bir hal alır nam-ı diğer bayrak adamlar için.

Takımların sembol isimlerinin vedaları geniş yankı uyandırır genellikle futbol severlerin zihinlerinde ve gazetelerin sayfalarında. Bu isimler bazen efsaneleştiği kulübünden ayrıldıktan sonra yeşil sahalara veda ederken, bazen ise başka bir maceraya atarlar kendilerini. Ancak değişmeyen bir gerçek vardır ki sembolü haline geldiği takıma veda etmek her şekilde zor olur futbolcular için.

Geride bıraktığımız sezonda da bazı ayrılıklar, buruk vedalar yaşadı futbol dünyası. Dünya Kupası’nın ardından milli takımlar bazında da yaprak dökümleri devam edecek. Manchester şehrinin kırmızı yakasından, Londra’nın mavi yakasına, Katalunya topraklarına oradan Çizme’ye kadar uzandı ayrılık furyası. Kimlerin veda vakti gelmedi ki bu sezonun sonunda ?

               

Her ne kadar sakatlıklar birlikte oynadıkları maç sayısını bir hayli sekteye uğratsa da Manchester United’ın iki dev stoperi Nemanja Vidic ve Rio Ferdinand’ın başarısız bir sezonun ardından Kırmızı Şeytanlar’a vedası kesinleşti. 2002’den bu yana kırmızıların formasını giyen ve takımla birlikte sayısız başarılar yakalayan Ferdinand Old Trafford’a veda ederken 2006’da takıma katılıp kaptanlığa kadar yükselen Sırp oyuncu Vidic de Inter’in yolunu tutacak. Kırmızı Şeytanlar’ın vedaları bu Ferdinand ve Vidic ile sınırlı da değil. 24 yıldır formasını giydiği Manchester United’a  David Moyes’un ayrılmasının ardından sezon sonuna kadar geçici olarak hocalık da yapan gerçek anlamda bir futbol efsanesi olan 41 yaşındaki Ryan Giggs de sezonun ardından  faal futbol yaşantısına veda etti.  Giggs’i artık takım elbisesiyle saha kenarından direktifler veren adam olarak görmeye alışsak iyi olur. Sir Alex Ferguson bundan 24 yıl öncesi için “Giggs’i ilk gördüğüm günü hatırlıyorum, 13 yaşındaydı ve bir kağıt parçası kovalayan cocker’a benziyordu” derken Giggs’in bir gün takım elbiseyle saha kenarında olacağını düşünmüş müydü acaba?

Bazı oyuncular vardır gol atmak için doğarlar, golü her zaman hissederler ve yeşil sahalardan kopana kadar da gollerine devam ederler. Bu mucizevi oyunculardan biriydi Antoio Di Natale… Golün her türlüsünü atabilen kurt golcü de sezonun ardından emekliye ayrılan isimlerden. Eşsiz gol yetisini aktarabileceği genç yeteneklerle futbol hayatından sonra sıklıkla karşılaşması herkesin yararına olacaktır.

            2006 yazında William Gallas ile takas edilerek Arsenal’den Chelsea’ya geçen Ashley Cole de vedayı bu sezon yaşayanlardan. Aktif futbol hayatına devam etmesi beklenen Cole, Stamford Bridge çimlerine ise son kez bastı ve duygu dolu anlar yaşadı. Ayrıca 2014 Dünya Kupası için İngiltere milli takımı kadrosuna da alınmayan Cole bir anlamda milli takımdan da emekli olmuş oldu.

             19 sene boyunca Inter formasını başarıyla terletip sahanın neredeyse her bölgesinde görev alarak bir sembol haline gelen Javier Zanetti için de veda anlamı taşıdı 2013-2014 sezonunun bitimi. Yaşadığı ağır sakatlık nedeniyle son sezonunda yalnızca 11 kez forma giyebilen Zanetti, ligin son maçında ise takımdaki yerini aldı ve Giuseppe Meazza Stadyumu’na alkışlar ve gözyaşları eşliğinde veda etti.

Kulüp takımlarındaki vedaların yanı sıra özellikle bu yaz oynanacak Dünya Kupası’nın ardından milli takımlar bazında da vedalar yaşanacak yeşil sahalarda. Ülkesinin milli formasını senelerce başarıyla terleten bazı isimler yerlerini genç meslektaşlarına bırakacak. İtalya milli takımının kalesini tam 139 kez koruyup “Gök Maviler” ile birlikte bir de Dünya Kupası Zaferi yaşayan efsane kaleci Gianluigi Buffon kupanın ardından milli eldivenlerini asmayı planlarken onunla birlikte birçok maçta forma giyip tam 108 kez milli olan orta sahanın yönetmeni Andrea Pirlo da kupanın ardından yüksek ihtimalle milli takım kariyerine son noktayı koyacak.

Son üç büyük turnuvayı kazanarak adeta dünya futboluna damga vuran İspanya milli takımında ise bu başarıların kazanılmasında büyük pay sahibi olan Xavi Hernandez’in turnuva sonrası milli takımdan emekli olması bekleniyor. Dünya futbolunda adeta bir çığır açan “Tiki Taka” futbol felsefesinin belki de en önemli uygulayıcısı olan Xavi Hernandez İspanya milli takımı formasını tam 130 kez giydi ve milli formayla 2 Avrupa, 1 Dünya şampiyonluğu kazandı.

Barcelona denildiği zaman akla gelen ilk isimlerden olan Komutan Carles Puyol’un da vedasına şahitlik ettik bu sezon. Yıllarca Barcelona formasını giyen, kaptanlık yapan ve sayısız kupa kazanan efsane oyuncu futbol hayatına devam edip etmeyeceğine henüz karar vermese de Nou Camp kariyerine "Milyonlarca çocuğun rüyasını yaşadım. Ben artık yolun sonuna geldim. Ancak Barcelona büyük başarılar yaşamaya devam edecek" sözleriyle nokta koydu.

İngiltere milli takımını da bu yaz ayrılıklar bekliyor. Çift yönlü orta saha denildiğinde her zaman akıllara gelen ve futbol kariyerleri boyunca sürekli birbirleriyle kıyaslanıp milli takımda ise yan yana mücadele eden Frank Lampard ve Steven Gerrard da büyük olasılıkla milli forma altında son turnuvalarını oynayacaklar. Senelerdir belki de ilk on bir kurulurken ilk başta yazılan bu iki ismin ardından İngiltere milli takımının orta sahada nasıl bir yapılanmaya gideceği merak konusu.

 

               

           Her zaman yürekte burukluklar bırakır futbol dünyasında vedalar. Oyuncular daha önce yüzlerce kez çiğnedikleri o çimleri son kez çiğnerken adımlarını daha bir anlamlı atarlar. “Ayrılıklar değişmez, bütün aşklar aynıdır. Hayat herkese hem iyi hem de kötü davranır.” deniliyor şarkıda. Futbolun kahramanları yeşil sahada olduklarında bizlere büyük keyif verirlerken bu isimlerin vedaları ise içimizde bir burukluk oluşturur. Oluruna bırakmak gerekir bazen. Kim bilir belki de birkaç yıl sonra kulübede saçlarını sağa sola savurarak oyuncularına direktifler veren teknik adamın adı Carles Puyol oluverir…

      Sercan USLU

      İTÜ Meteoroloji Mühendisliği

      Mail: uslusercan1903@gmail.com 

      Twitter : @uslusercan1903