Son Yazılar

Futbol

basketbol

diğer sporlar

2 Nisan 2014 Çarşamba

Kara Tren

Bence bu sıfat Emenike için çok uygun. Çünkü hem Nijerya milli takımında hem de oynadığı tüm takımlar da taşıyıcı güç Emenike. Şu anda da çalkantılı bir süreçten sonra tekrardan arzuladığı formaya kavuştu ve parmak ısırttıracak bir performans sergilemeye devam ediyor Fenerbahçe’de.

Peki onu bu kadar özel kılan ne? Saha içinde diğer arkadaşlarından bariz bir şekilde ayrılmasını sağlayan bu pozitif durum ne ? Bu soruların cevapları aslında hem kişiliğinde hem de yeteneğinde saklı bence. İlk olarak kişiliğini konuşalım ve daha sonra yeteneğini artı ve eksileri ile masaya yatıralım.

Emenike’nin Fenerbahçe’den ayrılışı, ayrı olduğu zamanlar ve geri dönüşü zamanlarında bile çok bariz bir şekilde gördük duygusal hallerini. Spartak M.ya transfer olduğunda gözü yaşlı bırakmadı mı çubukluyu arkasında. Ya da hangi Fenerbahçeli unutabilir ki Spartak M. forması  ile Saraçoğlu’na çıkan Emenike’nin Aykut hocanın elini öpmesini! Maçlarda goller kaçırdıktan soran hırslanmasını, takımı için savaşmasını kim görmezden gelebilir! Evet bu savaş bazen takımı olumsuz etkileyebilir hatta takımın ritmini bozduğu bile olabilir bazı pozisyonlarda ama mücadeleyi görüp de Emenike’yi alkışlamamakta olmaz tabi. Bu kadar duygusal ortamlardan etkilenip davranışlarını ya da performansını istemsiz bir şekilde buna göre ayarlıyor Emenike. Bu kadar etkileniyorsa sahada ya da saha dışında takımın küçük çocuğu gözüyle bakılıp bence birkaç ayrıcalık tanınabilir.

Bu kara trenin bir de inkar edilemez bir yeteneği vardır. İlk başta güçlü yapısı çıkıyor ortaya. Bu güçlü yapısı açığa atılan toplarda sürati ile buluşunca tam bir kara tren tutulması güç bir özellik haline dönüşüyor. Bu özelliği çok değil 2-3 hafta önce Gaziantep maçında hepimizin gözleri önünde sergilendi zaten. Stoperlerle girdiği kazandığı sonu golle biten mücadeleler bu özelliğinin ürünüydü. Ayrıca gücünü top saklama kısmında da çok iyi kullanıyor. Top ile oyunca arasına vücudunu koyarak gerektiği zamanlarda takımına soluklanmak için birkaç saniye ya da rakip sahaya yerleşmesi için bir süre tanıyor. Bence takımın ileri uçlarında bölge fark etmeden oynaması da çok olumlu bir özellik ve her türlü ilk 11 e yazılma sebebi. Çünkü kim sakatlansa onun yerine sol-sağ açık ya da forvet olarak oynayabilir.


Geliştirmesi gereken özelliklerde yok değil hani. Ki bunlardan ilki arada iyi şutlar çıkarsa da kesinlikle kaleyi karşıdan ya da çaprazdan gördüğünde köşelere daha etkili vuruşlar yapabilmeli bence. Emenike evet şut atabilir ama bunu da gücüyle yapmaya çalışıyor yani kaleye bir taraf seçmeden sert vuruyor. Aynı şiddette ayak içiyle vurduğu zaman bence kusursuz bir bitirici olabilir. Diğer bir negatif yönü de duygusallığıyla ya da hırsıyla da alakalı bu; saha içinde bencilce davranarak pozisyonlar harcayabilir. Bu da bazı olmadık durumlarda top kayıplarına neden olarak takım arkadaşlarını zorda bırakıyor. Ama bunlar da üstesinden çok rahat gelinebilecek durumlar sadece çalışmaya ve paylaşımcı olmaya bakıyor.

Sözün kısası Türkiye uzun yıllardır gelip giden yabancılar arasında belki de en yeteneklisini izliyor. Evet Alex ya da Hagi bunlar tartışılmaz yetenek ve kariyerler ama bu adam oynadığı mevki ve oyun stili ile çok ama çok farklı bir karakter sergiliyor bence. Kara tren hızını almış gidiyor. 




Ahmet Erdoğan
Kocaeli Üniversitesi Metalurji Malzeme Müh.
amet-erdgn@hotmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Murat Çolakoğlu Murat Çolakoğlu