Futbol uzun süreden beri insanların hayatında büyük bir yer
kaplamış ki bazı insanların tutkuları, bazı insanların hayatları, bazı insanlar
için bir çıkış kapısı olarak görülmüş ; çeşitli nedenlerle hayatımıza
girmiştir. Bu tutkumuzu körükleyen etkenlerden biri de çoğu insanın heyecanla
izlediği İngiliz futboludur . Sanki orada futbol oynayanlar farklı bir yaşam
sürermiş de dünyanın başka yerinde bu futbol oynanamazmış gibi bir algı
yaratıldı ki bu son senelere kadar gerçekti.
Değişen futbol yaşamı özellikle Barcelona’nın konuya el
atmasıyla beraber hızlı, güce ve efora dayalı oyun artık yavaş yavaş ilk
kriterini akıl olarak belirledi. Yeni oyun mantalitesinde top peşinden koşmaktansa
topu koşturma yolu yani hızlı, seri ve isabetli akıcı paslar tercih edilir oldu
ve bu işi yapabilmek için oyunu akıllı oynayabilme gerekliliği anlaşıldı. Tüm
takım halinde oyunda kalma ve görev adamı, sabit bölge mantığından uzak; bazen
forvetsiz bile atılabilen yarım düzine goller. İster istemez oyun bu tarafa
doğru sürüklendi.
Bu kriterler şuan hangi İngiliz takımında var ? Peki İspanyol ve Almanlar bu yolda çok fazla mesafe
kat etmedi mi ? Herkesin beğeniyle izleyip hayran kaldığı İngiltere bu yarışta
baya bir geri kaldı kanımca. İngiltere liginin dominant takımlarından biri olan
M. City , Barcelona karşısında çok ama çok zorlanıp kendi evinde 2-0
yeniliyorsa ; her zaman bir ümit çıkışı, yükselişi beklenen Arsenal B. Münih
önünde özellikle 10 kişi kaldıktan sonra iyice dağılıp, topu rakibe veriyorsa ;
Mourinho’nun başında bulunduğu Chelsea, Türk takımımız olan Galatasaray
karşısında ikinci yarı topu rakibe verip oyunu kendi sahasında kabul ediyorsa
burada ciddi anlamda bir terslik olduğu düşünülmeli ve artık İngiliz futbolunun
liderliği devrettiğini kabul edilmelidir.
Olaya şu açıdan da bakılabilir aslında; Barcelona karşısına
çıkan M. City’nin silahları İspanyol D.silva orta sahada ki beyni Yaya Toure
gol silahları ise A.madrid patentli Agüero ve yine bir İspanyol Negredo ise
olayın ciddiyeti bir kez daha ortaya konmuş olacaktır. Ki Arsenal’ın alman
patentli(Türk kanı taşıdığı için gurur duymalıyız) Mesut Özil geldikten sonra
farklı bir kimliğe büründüğünü unutmamalıyız.
Ahmet Erdoğan
Kocaeli Üniversitesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği
amet-erdgn@hotmail.com
Twitter : @ameterdgn
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder