Çoğumuzun hatta hepimizin bu hayatta bir ustası bir yol göstereni yordam öğreteni vardır illa ki. Gerek sosyal hayatta gerek hayat okulunda belki de okulun ta kendisinde. En azından ilham aldığımız bize yön verebileceğini, bize bir şeyler katabileceğini düşündüğümüz insanlardır tam olarak da kendileri. Nitekim yarış camiası içinde söyleyeceklerim farklı olmayacaktır. O dünyada da birileri gelir birilerinin elinden tutar ona yol gösterir yordam öğretir, bildiğiniz eğitim-öğretim semptomlarıyla karşılaşırsınız. Her ustanın çırağı vardır. Her jokeyinde bir aprantisi.Zamanla apranti kardeşlerimizde şans buldukça hocalarından öğrendiklerini sahaya dökmeye çabalarlar, başarıya ulaşmak için üst düzey çalışma disiplininden tutunda yedikleri bir lokma ekmeğe bile dikkat ederler. Kimileri bunu fazlasıyla başarmıştır günümüzde en az usta jokeyler kadar şans bulup bunun fazlasıyla hakkını verip kendileri de başarının basamaklarını bir bir tırmanmıştır. Örnek vermeye üşeneceğim kadar çok sayıdalar J. E peki her şey bu kadar güzelken ben neye kızıyorum? Tabi ki de jokey ustalarından daha başarılı olmalarına kızıyor olamam. Boynuz kulağı geçer geçmesine de kulak olmadan duyma da yönlenme de hareketlenme de ilerleme de olmaz olamaz.Jokey olmadan ne apranti olur ne de atçılık.Ama gelin görün ki günümüzde aprantilerin popülaritesi hızla artarken, zeka dolu biniş stiline sahip onlarca jokeyimiz mesleğini bırakma noktasında sırf bu adaletsizlik yüzünden.
At sahiplerinin, atlarına binmesi için jokeyler yerine
aprantilere şans vermeleri adına önerilen teşvikleri gerekli buluyorum. Kısaca
bir bilgilendirme yapmak isterim ayrıca. Örneğin; 36.000 tl ödüllü bir yarışta
atınızın kazandığını düşünün. Eğer biniciniz bir jokey ise 3.600 tl yi jokeye
verirsiniz. Ancak apranti ise durum değişir ve yarısı kadar olan 1.800 tl yi
binicinize verirsiniz. At sahipleri böyle teşvik edilir. Buraya kadar
hemfikirim. Benimde şahsıma ait bir atım olsa ve yarışta kazanacak olsam
fazladan 2 bin tl yi neden vereyim sonuçta bu da binici değil mi ? Ya da yok kardeşim
ben 2 binlira da fazla veririm 3 bin lira da , jokey binsin istiyorum tecrübe
tecrübedir atımı emanet ediyorum sonuçta da diyebilirler. Bu noktada da
haklılar eyvallah. Ancak ülkemizde bu teşvik durumu biraz abartılmış durumda.
Eğer atınıza jokey değil de apranti bindirirseniz , ikramiye kazanmanız
durumunda ödeyeceğiniz binici ücreti yarı yarıya düşmekle kalmıyor, üzerine
atınıza binmesi gereken ağırlık tam 5Kg aşağı indiriliyor. Hal böyleyken inanın
bana iyi atların sahipleri dahil kimse mutlu olmuyor üzerine Asıl emekçilerin
tamamı mutsuz bence. Jokey tercih edilmemekten , apranti sürekli 48-49 Kg lar
da gezmekten, at sahibi ise aslanını kediye boğdurmaktan şikayetçi. Nasıl yani
demeyin 1400-1600 metrelerden sonra bırakın metreyi , her santimde bile
üzerindeki her 100 gram ata 1kg dan daha fazla etki etmekte. 2400 metre bir
yarışta, E her halükarda kazanmasını beklediğiniz bir atın sırtında jokey
olduğundan değil ama, kazanması çok güç bir atın sırtına apranti bindiğinden
dolayı , kazanması gereken atın kaybetmesi gibi saçma bir durumla
karşılaşıyoruz ana fikir olarak.
Kanaatimce Bu böyle olmaz ! Kimseye akıl vermek niyetinde değilim ama ben olsaydım handikap şartlarını belirleyen mezun olan her aprantiyi alırdım karşıma sorardım.Kardeşim sen aprantilik döneminde 5kg lik avantajdan faydalanıp %10 pay a mı binmek istersin, yoksa %5 paya binip kilo avantajını mı göz ardı edersin ?. Acilen birilerinin bu işe el atması bu yanlışı düzeltmesi gerekir.Yoksa aprantilerin önü açılacak diye nice yetenekli,seyir zevki ve yarış zekası yüksek jokeyleri tarihin tozlu sayfalarına gömmeye devam etmek zorunda kalacağız… Sevgiyle Kalın..
SEZGİN GÖKÇE
İTÜ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği
MAİL : eng.sezgingokce@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder