Ne zaman tam Türk futbolu için bir iyileşme başlıyor desek yeniden
bu şike mevzusu karşımıza geliyor. Birkaç gün önce yeniden başa döndük.. Yalnız bu mevzuda anlaşılmayan bir şey var..
Ne zaman şike mevzusu tekrardan alevlense her zaman Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe
üzerinden alevleniyor.. Burada benim aklıma şu soru takılıyor: “Bu adam bu
şikeyi kendine kendine mi yaptı ?.. Kesinlikle başkalarını suçlamak için bir yol
aramak niyetinde değilim.. Ancak eğer ortada bir şike varsa bir tarafta bu
parayı veren olduğu gibi, diğer tarafta da bu parayı alan olmalıdır. Yani bu
durumda tek tarafın tek kişinin suçlu olması bana biraz garip geliyor. Sanki bu
işi yapan adam kendi kendine yapmış, sanki bu işte bir bit yeniği var
gibi. Eğer Fenerbahçe hakikatten suçluysa, gerçekten cezasını çekmeli. Ama
alınan kararlar insanın içinde şüphe bırakır cinsten. Fenerbahçe bu yolda
2011-2012 yılında, bir önceki sezon şike olaylarına karıştığı için bir sezon
Avrupa kupalarından men cezası aldı ve Fenerbahçe bu cezayı aldığında dava
herhangi bir hükme bağlanmamıştı ama buna rağmen cezalandırıldı. Fakat daha
sonra aradan bir sene geçti. 2012-2013 sezonunda Fenerbahçe’nin Avrupa
Kupalarına katılmasına izin verildi ve Fenerbahçe gerçekten ciddi bir başarı
elde edip Avrupa Ligi’nde yarı final oynayıp finali kıl payı kaçırdı. Ancak bu
süreçte Fenerbahçe’nin UEFA’da süren bir davası vardı ve konu hala
Fenerbahçe’nin geçen sezon Avrupa Liglerine katılmasını engelleyen şike
konusuydu. Aynı zamanda Türkiye’de de devam eden bir şike davası vardı. Daha
sonra geçen yaz UEFA davası sonucunda Fenerbahçe bu sene için tekrardan Avrupa
Liglerinden men edildi. Her ne kadar CAS’ta tekrardan da görüşülse de, karar
değişmedi ve Fenerbahçe bu sezon Avrupa Kupalarında yine yok. Daha sonra ise
birkaç gün önce Türkiye’deki davanın neticesi açıklandı. Aziz Yıldırım şikeden
dolayı hapis cezası aldı. Ancak durum hem UEFA’da hem Türkiye’de aynı. Cezalandırılan tek bir taraf var ne yazık ki bunun gibi çift taraflı bir
suçta sadece bir tarafın suçlu bulunup, diğerinin hiçbir şeyden haberinin
yokmuş gibi yapılması, mantık sınırlarını zorlayan bir durum. Bu sürecin nasıl işleyeceğini hep beraber göreceğiz. Çünkü ne Fenerbahçe’nin ne de karşı
tarafın bu işten vazgeçmeye niyeti var. Herkes kendisinin haklı olduğunu
düşünüyor ve ülkemiz şartlarını düşündüğümüzde bu olaylar biraz daha fazla
gündemde kalacak gibi duruyor. Her şeyin siyasetle fazla fazla iç içe olduğu
ülkemizde bu olayların bazı garipliklerle beraber ortaya çıkması nedeniyle, bu
işlerle siyasetin ne kadar bağlantılı olduğu konusunda şüphe etmemek elde
değil. Ancak umuyorum ki benim hissettiklerim, düşündüklerim
yanlıştır ve siyaset sporun içinde bu kadar derin ve yoğun bir şekilde yer
almıyordur. Ancak bu olaylar zinciri hislerim doğru olabileceğine yönelik
ciddi izler taşıyor. Ne yazık ki...
Ertunç GÜZEL
İTÜ Makine Mühendisliği Öğrencisi
Mail Adresi: ertuncguzel@windowslive.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder