Spor Toto Süper Lig’de bir hafta daha geride kaldı. Çok
zorlu maçlar oynandı, ilginç sonuçlar ortaya çıktı.
Çekişmeli ve
zevkli maçlarla başlamıştı bu hafta , açıkçası manşete hangi takımı taşıyayım,
nasıl bir yazı fotoğrafı koyayım çok zorlanacağımı düşünüyordum , tâ ki pazartesiye
kadar..
Oraya birazdan
geleceğim ama önce cumartesi ve pazar maçlarına kısaca değinmek istiyorum. Gençlerbirliği
Sivasspor’u, Gaziantepspor Kayserispor’u, Çaykur Rizespor da M.P Antalyaspor’u
sanki aralarında antlaşmışlar gibi 1-0 geriden gelip 2-1 yenmeyi başardı. Bu 3
maça ilginç bir şekilde paralellik göstererek de Bursaspor Karabükspor’u,
Beşiktaş Eskişehirspor’u, Kayseri Erciyesspor da Torku Konyaspor’u içeride 1-0
yenmeyi başardı. Galatasaray adeta bir gövde gösteri yaparak Akhisar
Belediyespor’u 6-1 ile geçti. Haftanın tek berabere biten maçı ise Elazığspor
ile Kasımpaşaspor arasında oynanan maçta 0-0 ile sonuçlandı.
O onu yendi bu
bunu , bu oyuncu 3 gol attı öteki 5 tane falan filan.. bu hafta bunlardan çok
bahsedemeyeceğim çünkü bir kez daha gördük ki spor artık amacının dışına çıktı.
Trabzonspor-Fenerbahçe maçında yaşanan olaylar sporun önüne geçti. Spor
kitleleri birleştirmesi gerektiği yerde, ayrıştırıcı bir unsur olmaya başladı
ülkemizde. Trabzon’daki maç bir kez daha kulüplerimizin ne kadar kötü
yönetildiğini, taraftarların nasıl olayların ortasında bırakıldığının
göstergesi oldu. Trabzon’un taraftarı merttir, takımını sever ama tezcanlıdır
bazı şeyler hemen olsun ister hep de kazanmak ister. Sen, Trabzonspor
yöneticisi bunları benden kat kat iyi biliyorsun, biliyor olmalısın. Sen
taraftarını kışkırtırsan sen her fırsatta taraftarının damarına basarsan çıkan
olaylardan da sen sorumlusun. Ve sen medya, en az yöneticiler kadar sen de
suçlusun.
Bu olaylar
olduktan sonra da, daha önce Kadıköy’de bunlar bunlar oldu, siz bize su attınız
biz size taş attık sizin sahanız bu kadar kapandı bize şöyle olacak böyle
olmalı söylemlerini artık bir kenara koymamız lazım. Bunlar olayları bitirmez
aksine körükler. Artık barış ortamının sağlanması için adımlar atılmalı yoksa
şu anki tablonun daha da kötüsünü görebiliriz. Şampiyonluklar kaybedilip
kazanılabilir ama hiçbir maç hiçbir galibiyet hiçbir gol bir insanın canından
daha değerli değildir. Bir adım atmak için illaki birine bir şey olmasını
beklemeyelim. Bir an önce kulüplerin barış ortamı için harekete geçmesini ve
özlenen, arzulanan bir şekilde tekrar lige dönülmesini bir futbolsever olarak
canı gönülden istiyorum. Bu noktada hepimize bir görev düşüyor, en çok da
yöneticilere ve medyaya. Umudum az ama hiç yok da değil.
Bu hafta bunları
söylemek yazmak istedim. Umarım daha çok futbol konuşabileceğimiz haftalar bizi
bekler. Haftaya görüşmek üzere futbola olan inancınızı yitirmemeniz dileğiyle..
Asil SUN
İTÜ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği
İTÜ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği
Mail adresi: asilsun35@gmail.com
Twitter: @AsilSun35
çok güzel yazmışsın Asil, ellerine sağlık
YanıtlaSil