Sıvı Sabun Varsa Sorun Yok , Fransa Kupayı Alır.

Sportoto Süper Lig’den umudumu 4.haftada kesmiştim. Zaten umudum yoktu ya , bir heves izleyeyim bu seneki maçları yakından takip edeyim diyordum. Ama bildiğiniz üzere ülkemiz futbolunda, olaylar olaylar. Erken bıraktım. Hiç gelemem , yiyin birbirinizi. Resmi sitelerinizden triplenin , “hakemler bizi eziyor” ayağına yatın , rakiple devamlı kavga-küfür tartışın.

Almanya’da da ligin rengi daha ilk haftalardan belli olmuştu. Dortmund ve Klopp “Baba yorgun , bu sene şov yok” sinyallerini veriyordu.

İtalya’da ise “maraton koşma”nın 100 metre koşmaktan çok farklı olduğunu gösterdi bize Roma , hızlı “start aldı” sonrasında bocaladı devamını aynı performans ile getiremedi.

Fransa Ligi ile zaten alakam yok , Zlatan’ın her hafta uçuk kaçık gol videoları gelmese bakacağım da yok.

Kimse kusura bakmasın İspanya’da “Arda Turan var abi kazansın ligi yahu Türk sonuçta” kafasını yaşamıyorum. Atletico Madrid takımından genel olarak pek haz etmiyorum. İzlerken keyif almıyorum. Ve Diego Godin’i Arda Turan’dan daha çok seviyorum. Tersi olsaydı Atleticolu olabilirdim bu sene ancak gönlüm her zaman olduğu gibi Real Madrid’den yana. Eğer Atletico Madrid yerine aynı pozisyonda Valencia olsaydı Baraja , Rufete , Vicente , Canizares , Aimar hatrına Yarasalar’ı destekleyebilirdim.

Nihayetinde kala kala elimde Premier Lig kaldı. Artık Dünya Kupası için gün sayıyorum. Liverpool olmasa futbolu falan takip edeceğim yok. 25 yıldır tutulan o uzun nefesi salıvermenin zamanı geldi. “Hala oğlu” o Premier Lig şampiyonluğu kupasını bir kaldırsın artık tamamen Brezilya’ya konsantre olabilirim.

Girizgahı bu şekilde yapmayı hiç planlamıyordum , spontane gelişti. Zararsız ,detaysız içimi dökmüş oldum. Gelelim asıl aktaracağım konuya. Geçen gün yabancı bir spor sitesinde gezinirken ilginç bir yazı ile karşılaştım. Normalde alışığız “Tarkan kulise çilek ister , Ajda tereyağlı terellelli ister vs.” tarzında haberlere. Sanatçı kaprisi diyoruz değil mi adına ? Dünya Kupası’na katılacak olan ülkelerin Brezilya’dan talep ettikleri şeylerin listesine bir göz attım da , ülkelerin futbol takımlarının kaprisleri daha bir ilginç geldi. Neler var neler . Aşağıya sıraladım ;

Cezayir , her odada her futbolcu ve görevli için Kur’an bulunmasını istiyormuş.

Avustralya , futbolcuların kullanımı için bir kahve barı ve tüm dünyadan haberleri takip etmeleri için günlük gazeteler istiyormuş.

Şili , her odada yeni yatak ve yeni televizyonlar istiyormuş.

Kolombiya ise bambaşka kafada , Sao Paolo kulübünün genç takımından 15 futbolcu istiyormuş. Antrenmanlarda kullanmak için !

Ekvador , her gün her odaya Ekvador’dan getirilmiş muz tabağı istiyormuş. (Kendileri taşımaya üşendiler herhalde)

Fransa’nın isteği ise en dikkat çekicilerden. Fransa’da katı kalıp sabun kullanılmıyormuş , bilmiyorum detaylı araştırmadım öyle midir değil midir ? Bu yüzden Fransa takımının kullanacağı sabunlar sıvı olmak zorundaymış , yoksa futbolcular çeşitli sorunlar yaşayabilirlermiş. Bir de Fransa kadrosunda Müslüman futbolcular bulunduğundan , yiyecekleri yemeklerin helal gıdalar olması gerekiyormuş. Yani domuz olmayacak , hayvana eziyet edilerek elde edilmemiş olacak vs.

Honduras , televizyonlarında 2 Honduras ve 6 İspanyol kanalı ilavesi istiyormuş.

Japonya , her odada mutlaka jakuzi istiyormuş.

Portekiz ise Rui Costa’yı astınız , Nuno Gomes’i kestiniz , Ronaldo’yu yedirmeyiz dercesine ; bir talepte bulunmuş. Portekiz takımı için 6 bodyguard ancak 4 tanesi sadece Ronaldo’dan mesul olacakmış.

İsviçre , takımın vereceği röportajlar sahilde kurulacak bir stüdyoda yapılacakmış ve televizyona iki İsviçre kanalı ilave edilsinmiş.

Uruguay , odalardaki klimalar kesinlikle sessiz olmalıymış.

Türkiye olsaydı ne isterdik acaba ? sorusundan kendimi alamıyorum. Sizin var mı tahmininiz ? Hayırlısı be gülüm diyelim mi ?

Anıl Güler

İtü Çevre Müh.

anilguleritu@gmail.com
Twitter : @anilgulerr