Çarşamba, Haziran 11, 2025

Son Yazılar
>> İngiltere'nin DNA'sı değişecek  >> Üstün Yetenekle Başa Çıkmak  >> Gerçeklerle Yüzleşmek  >> Maslow Amca ve Futbol Bağlamı  >> Beşiktaş Gururlu Fenerbahçe Mutlu  >> BİR IVERSON VAR BENDEN İÇERÜ…    

9 Nisan 2014 Çarşamba

‘İNAN’ılmaz İşler


      Geçtiğimiz hafta sonu sezonun ilk yarısındakine benzer nitelikte bir derbiyi geride bıraktık. Puan odaklı, mücadeleden uzak, hücum varyasyonları oldukça zayıf ve seyir zevki bir hayli düşük bir maçtı. Galatasaray evinde çok erken  1-0 öne geçmiş olmasına rağmen, ilk yarının sonlarında 10 kişi kalan rakibini kendi mabedinde binlerce taraftarının önünde ezemedi. Mancini’nin doğrudan puana odaklı bu garip oyununun sonucu olarak belki de bazı taraftarlar ilk kez Terim’i aradı. Akıllardan aynı durumda Fenerbahçe Galatasaray’ı yakalasa 6 Nisan tarihinde çok farklı bir skor oluşabilirdi tarzı cümleler geçti.

      Maç hakkında en çok konuşulması gereken şey belki de oynanan oyundan çok Selçuk İnan kriziydi. Oyunun 83.dakikasında kasığındaki ağrıyı sebep gösterip değiştirilmek isteyen Selçuk, Mancini ile dil açısından anlaşamayınca taraftarın tepkisini de alarak formasını çıkarıp oyunu terk etti. Fakat sanıldığı gibi bu hareketi yapmasının tek nedeni Mancini ile anlaşamaması değildi…
Selçuk İnan, Galatasaray’a geldiği sezon şampiyonlukta şüphesiz en büyük role sahip olan futbolcuydu. Geçen seneki normal futbolunun vasat altı görülmesinin tek nedeni de geldiği sezon yaptığı mükemmel işlerdi. Artık standart oraya kadar çekilmişti. Atılamayan her gol, yapılamayan her asist ve hatta kaleyi bulmayan her frikik O’nun için başarısızlık olarak görülüyordu.

      Gitgide düşüş yaşayan formu taraftarı da endişelendiriyordu. 2 sezon önce takımın en sevilen oyuncusuyken Burak Yılmaz ile birlikte en çok ıslıklanan, tepki çeken oyuncusu haline geldi. Selçuk bunu hak ediyor muydu?  8.likle bitmiş bir sezonun ardından takımı 2 sene şampiyon yapan maestro nasıl olur da bu kadar çok eleştirilebilirdi?

      Evet, bu sorunun cevabı da değişen taraftar profiliydi. Galatasaray’ın Türk Telekom Arena stadyumuna geçmesi ve Avrupa’da her sezon başarı sayılabilecek işleri gerçekleştirmesiyle artan kombine fiyatları maalesef Galatasaray’ın taraftar profilini de değiştirdi. Önemsiz lig maçlarına gitmezken büyük maçları kaçırmayan, gittiği bu büyük maçlarda da sadece alkış olarak destek verebilen, deyim yerindeyse “sosyete” diye adlandırabileceğimiz bir taraftar profili oluşmaya başladı. Ünal Aysal’ın kurumsallaşmadan kastettiği bu değildi, olamazdı.

      Selçuk İnan’ın beklenenden kötü futbolu, bu yeni oluşan acımasız sosyete taraftar profili ve takımın ivmesindeki büyük düşüş Selçuk inan için bardağı zaten çoktan doldurmuştu. Bu olay yaşanmadan bir iki hafta öncesi yaptığı bir röportajda kendi seyircisinden ilk defa olumsuz tepki aldığını belirten Selçuk, gerçek Galatasaray taraftarınınsa her zaman arkasında olduğunu bildiğini söylemişti. Bardağı taşıran son damla ise geçtiğimiz günlerde oynanan derbi maçında Mancini ile arasındaki ufak bi anlaşmazlık yüzünden, kendisini ne olduğunu dahi anlamadan ıslıklayan taraftarlar oldu. Formasını çıkarıp oyunu terk edeceğini düşündüğümüz belki de en son adam bu hareketi yaptı.


      Son dönemde oynadığı futbol ne kadar kötü olursa olsun, Galatasaray takımının başarısında bu denli etkisi olmuş bir oyuncuyu geçmişine bakmaksızın ıslıklamak insanlık ayıbıdır. Yapılması gereken tek şey ise -geldiği ilk zamanlarda kötü bir performans ortaya koyan Hamit Altıntop’a yapılan büyüklük gibi- her maç öncesinde tribüne çağırıp alkışlayıp sonuna kadar arkasında olunduğunun gösterilmesidir…



Berk Karaoğlan
İTÜ Kimya Mühendisliği
Mail : karaoglano@itu.edu.tr
Twitter : @abibengelmiyom

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Murat Çolakoğlu Seo Blogger Templates